Geçtiğimiz cumartesi günü İzmit'te oturan çok sevdiğim arkadaşım "S" geldi bana kahvaltıya.Yanında benim ikizlerden iki ay küçük kızı "İ" ile birlikte.10 yılı aşkındır devam eden çok güzel bir dostluğumuz var kendisiyle.Sımsıcak,pamuk gibi bir yüreğe sahip hayat dolu bir kızdır "S"
O'nunla sohbetin dibine vurur,vaktin nasıl geçtiğini anlamaz,tadı damağınızda ayrılırsınız yanından.Öylesine sever ki yaşamayı dahası güzel yaşamayı,gıpta ile bakarsınız her anı detaylandırılmış hayatına.Öyle de planlı programlı,disiplinlidir her konuda.Hesap kitapçıdır ayrıca,vara yoğa harcamaz çar çur etmez parasını.Alırsa en iyisini alır ama hesabını yaparak,kitabına uydurarak...Evinde bir tek gereksiz eşya göremezsiniz,iş olsun diye alınmamıştır hiçbir şey.Sade,şık ve elegandır bu nedenle tercihleri...
Kendisine zaman yaratmasını da bilir.Çocukla boğmaz kendini.Haftanın birkaç günü İzmit'te musiki derneğine gider akşamları.Güzeldir sesi,TSM ile deşarj olur,nefes aralığı tanır kendine.Konserler verirler belli zamanlarda,solo da söyler ayrıca.Ayrıca bir yıldır da keman dersleri almaya başladı,"Bu yaştan sonra olur muymuş" zırvalarına aldırmadan.Müzik ruhun gıdasıdır bilir ve doyurur tüm benliğini tılsımlı ezgilerle.Tam benim yapmak isteyip de yapamadığım gibi...
Ne zaman ziyaret etsem kendisini,sıcacık karşılar her daim beni ve ailemi.Neco'yla da iyi anlaşır."Eniştem bir tanedir" der hep.:)Neco'da O'nu sever.Ailesini de tanırım.Annesini,babasını,abisini,abisinin eşini...Bekarken gidip kalırdım bazı geceler,çok sıcak insanlardır hepside.O da bilir benim ailemi,bana nasılsa onlara da öyle içtendir ilgisi.
Dolayısıyla,öyle sıcakkanlıdır ki,içinize işler samimiyeti,yürekten hissedersiniz sevgisinin içtenliğini.Seveni de çoktur sırf bu nedenle.
Candır kısaca arkadaşım can...
Kendisi gibi cıvıl cıvıl,bıcır bıcır bir de kızı var.18 aylıkken basbaya anlaşılır konuşan,düzgün cümleler kuran,özgüveni sağlam bir çocuktu "İ".Şimdi de öyle nitekim.Tam annesinin kızı.Bizim bücürlerle arası pek iyi.Öyle ki geçen hafta geldiğinde gitmek istemedi bir türlü,annesi salya sümük ağlayarak götürdü kendisini.ZE ile sarmaş dolaş öyle keyifli vakit geçirdiler ki...
Bizim eve gelen çocuklar,gitmek istemezler pek zaten,yetişkinlerin bir daha gelmek istemeyeceği gibi:(Çocuk bahçesi gibidir haliyle,aratmaz falan kreşi.Eğlence gırla,kalabalık,curcuna,tam çocukların istediği gibi...
"İ" yi de yine geleceklerine dair sözler vererek zor ikna etti "S" ciğim giderken...
Haaa ne diyecektim;
İşte geçtiğimiz cumartesi "S" buraya kadar gelmişken "Pendik pazarına uğramadan gitmeyeyim" bari dedi.Ben de "tamam sen git,hava soğuk "İ" çıkmasın dedim."Olur mu öyle şey,üç tane sana yetiyor zaten,nasıl başa çıkacaksın dördüncüyle dedi.
"Ha üç ha dört farketmez,sen git gel hadi" dedim ve gönderdim O'nu pazara.
Biz de 4 çocuk 1 yetişkin ne mi yaptık?
Mısır patlattık,kutu kutu pense oynadık,şarkılar açıp bağıra çağıra dans ettik,hopladık zıpladık ve bir baktık ki "S" işini bitirip gelmiş bile...
"Ayy sana da yük oldum,zor oldu mu,yormamışlardır seni inşallah" dedi.
"Yoooo ne yükü canım,gayet keyifli zaman geçirdik sor istersen kızına" diyerek gülümsedim.
Hakikaten,ha bir eksik, ha bir fazla;ne farkeder?Bilakis çocuk sayısı arttıkça eğlendirmek için sana iş düşmüyor bile pek.Sen onlara dahil olabilmek için can atıyorsun hatta bazen.Üstelik gayet de keyifli onlarla vakit geçirmek...
Bu vesile ile anladım ki,
4.cüyü de büyütecek cesaret,azim ve güç hala var bende.
Ya da manyaklık mı desek???