reklamlari izlediniz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
reklamlari izlediniz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ağustos 2013

Nacar Saat


Nacar saate karşı bir  sempatim var. Büyükbabamdan ileri geliyor sanırım, ailecek Nacar saat kullanırlardı. Bunu görmemle vurulmam bir oldu. 
Bu saatin sahibi adamla evlenilir gibi geldi bana, kaldı ki adama da gerek yok. Bunun için 56234161 ay yemeyip içmeyip para biriktirsem sanırım kendime alabilirim bu arkadaşı. Büyük saat seviyorum neticede.  
Şimdiden para biriktirmeye başlasam iyi olacak.

-
Reklamları izlediniz şimdi sizleri Yeşil'in Sonu adlı zengin fakir sit-com'unu izlemeye davet ediyoruz, iyi seyirler dileriz.

25 Şubat 2013

Masal Müfettişi


Ferhan Şensoy'un yeni oyunu Masal Müfettişi'ne gittim.

Anadolu'nun bağrında tiyatro olmadığı için Ferhan Şensoy'u sahnede izlememiş ama Derya Baykal ile televizyonda bir oyununu izlemiştim ve çok etkilenmiştim. Derya Baykal'ın şimdi televizyonda gördüğümüz haliyle sahnedeki hali o kadar farklı ki.. Kocaman oluyor sahnede. Ferhan Şensoy'un vurgularına ise bayılıyorum zaten.

Oyun, Ortaoyuncular'ın Halep Pasajı'ndaki sahnesinde idi. Mükemmel bir sahne, büyüleyici eski bir bina. Tavan, sahne, koltuklar... Mutlaka görmelisiniz.

Masal Müfettişi, masalların yeniden hayallenmesi üzerine kurulu. Baskıcı rejimin harika ve eğlenceli bir eleştirisini göreceğiniz oyunda, "Ohhh yarasın!" diyeceğiniz çok replik var. 

Oyunculuk, kostümler görülmeye değer. Bir de bir de bir de Ferhan Şensoy'un oyunun başlarında döktürdüğü bir tirat var ki sadece bunun için bile gidilirdi oyuna. 

Oyunun dekor ve giysi tasarımı Ferhan Şensoy'un kızı Derya Şensoy'a ait. Üslubunu görebileceğiniz tasarımlar hazırlamış Derya Şensoy. 
Kızı demişken oyunda göreceğiniz oyunculardan biri de Ferhan Şensoy'un kızı Ferhan Şensoy. Karşınıza çok farklı bir karakterle çıkıyor. Heyecanlı ve istekli olduğunu sezdim. Kızlarının da katkılarının olduğu eser ortaya koymak bir baba için hoş bir duygu olsa gerek.

Yukarıdaki fotoğrafla beraber oyunun fotoğrafları Mehmet Turgut'a ait.

Ben yine özet geçiyorum. Gülmek ya da düşünmek için ya da gülerken düşünmek için üşenmeyin gidin oyuna. Ayrıca Ferhan Şensoy'un kitaplarının satıldığı bir stant var ve bu stanttan aldığınız kitapları, oyun sonunda Ferhan Şensoy'a imzalatabiliyorsunuz. Eh böyle de fırsat kaçırılmaz sanırım. 

Cuma ve cumartesi 20:00'de
Pazar 18:00'de Halep Pasajı'ndaki Ses 1885 Sahnesi'nde

Rezervasyon için tıklayın

20 Ağustos 2011

The Sims Social

Bir önceki berbat yazıyı yazdım ve biraz olsun rahatladım. Ardından ram'lerim geldi, ferahladım. Artık bilgisayarım beni yormuyor, yani şimdilik..

Bu aralar Facebook'ta özellikle Türklerin sardığı bir oyun var. Aslında bu oyunu bilmeyen yok da, Facebook'ta olması daha bir güzel oldu sanki..
Sims'i, Facebook'a uyarlayıp Sims Social yapmışlar efendim. Ben Facebook'ta oyun oynarken benimle alay eden ne kadar arkadaşım varsa (okb) bu sefer benimle birlikte oyun oynuyorlar. Çok enteresandır ki ilk kez bir oyunda Türk arkadaşlarımın sayısı yabancılardan daha fazla. Toplumca bastırılmış duygulardan girip bilinçaltı arzulardan çıkardım ama yo yoo bunu yapmayacağım.

Oyun hakkında bilgi vereyim biraz. Sims Social, yine diğer Facebook oyunları gibi enerji ve görevlerle ilerliyor. Size çeşitli görevler veriyor ve onları yerine getirdikçe para, malzeme vb. şeyler kazanıyorsunuz. Ayrıca yazı yazdıkça, resim yaptıkça, yemek pişirdikçe, beste yaptıkça bu alanlarda da seviyeler atlıyorsunuz ve bu sayede para ve deneyim kazanıyorsunuz. Kazandığınız paralarla evinize masraf yapıp ev seviyenizi yükseltiyorsunuz. Komşular ekleyip onları ziyaret ediyorsunuz. Onlarla yaptığınız aktiviteler sayesinde arkadaşlık seviyenizi artıyorsunuz. Ayrıca sevgili edinebiliyorsunuz hatta sevgilinizle öpüşüp koklaşabiliyorsunuz. 
Önemli bir şey var ki, moralinizi sürekli en yüksekte tutmak önemli. Çünkü moraliniz en yüksek seviyede olduğunda yaptığınız işlerden daha çok para kazanıyorsunuz. 

Arkadaşsız oynanabilecek bir oyun değil bu. Farmville'deki gibi bol arkadaşa ihtiyaç duyuluyor. Bu nedenle de oyunun sayfasından arkadaş bulmanızda yarar var:

Bunları neden yazdım çünkü ekran görüntülerim var size:

Benim hatun (ces blackeye) birden mayoyla dolaşmaya başladı. Eyvah perpetual görmesin dedim ama maalesef geç kalmışım, yakalandım.

Bir türlü kendime benzetemedim benim hatunu. Şu en yakın hali aslında ama bu da kesmediği için bu hale bile getirmedim, öyle rastgele bir halde duruyor.


Arada fingirdeşiyoruz da yarimle:


Bunlar da fazladan:
Gözlüğe dikkat, çok çalışıyor benim kızım çoook..

Bir de kızarsam çok pis konuşurum, karşımdaki çıplaksa daha da kızarım döverim bile..


Bu da evimin dünkü hali.. 


Reklamları izlediniz.. 
Şimdi sizleri Seni Bana Kazmışlar adlı yerli dizi ile baş başa bırakıyorum. 
İyi seyirler..

2 Ağustos 2011

The Smurfs and Co


Facebook'u oyun için kullandığım malum. Bir de hemen bitiriyorum oyunları. Bu gece de bunu buldum mesela. Aslında daha önce keşfetmiştim ama çok az kişi oynuyordu, güvenilir olmadığını düşündüğüm için bulaşmamıştım. Şimdi oyuncu sayısı artmış, zaten oynamaya başladıktan sonra anladım ki Smurfs Movie'nin reklamı için yapılmış oyun. Görev olarak da yine filmle ilgili şeyler de veriyor, Movie'nin sayfasını beğenin, fragmanını izleyin gibi.

Oyunda Şirine ya da diğer şirinlerden biri oluyorsunuz, hangisini isterseniz onu seçiyorsunuz. Sonra kendi yaşam alanınızı yaratmak, köyü oluşturmak için etraftaki ot, taş, çiçek böcek onları temizliyorsunuz. Temizledikçe de para ve gerekli diğer malzemeleri ediniyorsunuz. Kazandıklarınızı da ev yapmak için kullanıyorsunuz.

Oyun yine birçok Facebook oyunu gibi görevli ilerliyor. Size verilen görevleri tamamladıkça fazladan altın ya da level atlamanızı hızlandıracak deneyim puanı kazandırıyor. Yaptığınız her eylem için bir enerji kaybediyorsunuz. Her 3 dk'da enerjiler birer birer artıyor. Yeni başladım malum, şimdi en fazla 30 enerjim olabiliyor ama level'lar ilerledikçe bu sayı da artacak. 

Bu Şirin Baba'nın alanı:


Şirin Baba'nın ya da diğer arkadaşlarınızın alanlarını ziyaret ettiğinizde, onların alanlarında kullanabileceğiz günlük 5 enerjiniz oluyor. Onların alanlarında yaptığınız eylemler de size altın ya da benzeri şeyler kazandırıyor. 

Bu da benim alanım:

Oyunu daha eğlenceli hale getirmek için arkadaş eklemenizde yarar var. Sizcileyin oyuncular bulmak için, oyunun sayfasına "beni ekleyin" benzeri bir şeyler yazarsanız ya da yazanları eklerseniz hediye alışverişi ile oyununuz daha da şenlenecektir. 


Bizim gibi, çocukluğu Şirinler izleyerek geçmişler için değişik bir deneyim. Hem özlem gideriyorum hem de "Koskoca Şirinler parayla mı ev yapıyor. Pıırt bir de filmin reklamı.. İyice kapitalist olmuş canım bunlar.." diye söyleniyorum. Yine de canı sıkılan için eğlenceli bir oyun. 
Çoluk çocuk oyunu olabilir ama ne var arkadaşım, hani içimizde çocuk vardı noldu nolduu!?


Oyun burada: The Smurfs & Co
Oynayacaklara kolay gelsin, iyi eğlenceler. Oynayacak arkadaş isterseniz beni de bulabilirsiniz Facebook'ta. 


Not: Ta Farmville oynadığım zamanlardan içimde kaldı. Bu tür oyunlar oynayanlar ile bilgisayara oyun indirip savaş oyunları oynayanlar arasında fark yok, bu bir. İkincisi, canı isteyen, zamanı olan bunları oynar, canı isteyen msn'de fink atar, Facebook'ta onu bunu beğenir. "Aay inanmıyoruuum, bunu mu oynuyorsun"'a gerek yok.  Öptüm!

6 Mayıs 2011

Teknoloji Harikası

Atilla Atalay'da gördüm, çalma gereği duydum hemen:





Alternatif link

1 Eylül 2010

Ay Ne Bilim Aaaa



 Aynebilim adlı arkadaşım, radyo programı yapıyor. Bu aralar böyle Ayn hastası bir insan oldum. Nedense bilgisayarımda çaldığım şarkılar radyoda çalan şarkıların lezzetini vermiyor. Aynı şarkı radyoda olunca, daha bir zevkli oluyor. Hele bir de program yapan kişi sevimli, sempatik olunca oooh tadından yenmez oluyor. Çok hoş bir sesle efendim şurada bulunuyor kendisi: http://aynebilim.com/aynfm/ 
FriendFeed profilinden de yayın saatlerini veriyor şimdilik her an çıkabilir tadında devam ediyor programlar. Aklınızda bulunsun yani, canım sıkıldı ne yapsam dediğinizde ilk iş aynfm'e bakmak olsun. FriendFeed hesabınız varsa  yayındayken şarkı isteğinde de bulunabilirsiniz.
Özellikle söylemem gereken bir şey var cumartesi akşamı "Saklambaç" var. Hem de ödüllü bir oyun bu. İzdivaç şeysi. Soruları soran kadın dinleyici ile kazanan erkek dinleyiciyi buluşturuyor ayn. FriendFeed'e gelin siz de, demin de söylemiştim sana sana sana sana, güzel oluyor.


Evet blogun eski yazıları tamamlandı. Canı sıkılanlar, beni merak edenler ve eski yazılarımın tekrar okumak isteyenler için yaptım bunu. Onca yazıyı taradım tekrar, çok çok gereksiz olanları atladım falan derken üç gün sürmüş olsa da bitti. Ziyaretçi açısından bir artısı yok kesinlikle, eski tarihli olduğu için Google iplemeyecek. Bu yüzden işte kıymetinizi bilin sevgili dostlar, sadece sizin için yaptım. Yorumlamak isterseniz yorumlayın da, ben cevaplarım yine. 

Bir de etiketler var:
Yafta bölümü blogumda öylesine olan bir şey değil. Seri gibi devam eden yazılar barındıyor aslında bu blog. Bu yüzden ilginizi çeken bir konu olursa linkini verdiğim bu yazıdan konuyla ilgili bütün yazılara ulaşabilirsiniz. 



Bir de ben bu blogu çok seviyorum:



Evet sayın seyirciler, reklamları izlediniz. Şimdi sizi, "Bir Yemin Ettim ki Veremem" adlı ödüllü filmimizle baş başa bırakıyoruz. İyi seyirler. 

22 Temmuz 2010

Ayakkabı Buldum Koşun

Aslında seçtiğim renkler itibarıyla size sade gelmemiş olabilir ama siteye bakın istediğiniz gibi bulabilirsiniz. Gerçi Allah bilir bu siteyi de herkes biliyordur da yine en son benim haberim olmuştur. Neyse zaten haberim oldu da ne oldu, hiç.. Alıcı değilim, bakıcıyım ben. 60-65 dolar diyor. Ben geçen çakma converselere kaç para verdim bilin.? 10 yetele. 20 liradan fazla vermiyorum ayakkabıya, biliyorum yaptığım hata, abuk sabuk şeyler alıyorum ama sevdiğim gibi de yok sağlam ayakkabı üreten markalarda. Bir de Adidas cart curt kullanan bir tip olmadım aksine kullananları sevmeyen bir tip oldum zaten. Velhasılı kelam, buldum işte böyle bir şey işinize yarar belki diye paylaşımcı ruhumu hizmetinize sundum.






Siteye uğramışken çocuklar için olanlara da bakın mutlaka, çok tatlılar.. 
He dananın kuyruğunu koparmamışız öylece duruyor işte site:

9 Haziran 2010

i ♥ Vodafone



Neden dana kadar Vodafone logosu koydun, maaşa mı bağladı seni, nereden çıktı bu derseniz, başlığı gösteririm size ve hemen nedenini açıklarım:

Arkadaş, ben hayatımda Vodafone kadar düşünceli, empati, sempati sahibi şirket görmedim.
Hangi operatör yapar onun yaptığını hıı hangisi?

Benim kontörüm yok. Hiç yok. Bitti. Nanay..
Ama gaza geldim ve kardeşime mesaj göndereyim dedim. O da ne.!!

"Mesaj gönderilemedi. Numara kullanılmıyor."
dedi.

Kontörümün olmadığını yüzüme vurup beni kendime rezil etmemek için çabaladı, bu kadar da düşünceli işte..
Benim numaram mı kullanılmıyor, mesaj göndereceğim kişinin numarası mı bunu belirtmedi, tabii bu yüzden ben gayet burnu havada bir tip olarak direkt karşı tarafın numarasının kullanılmadığını algıladım ve kontörümün olmadığı gerçeğinden kısa bir süre de olsa uzaklaştım.

Kim yapar bu kim yapar, o gibi bunu kim yapar..!
Bayılıyorum ona.. 

I kalp Vodafone
i (H) Vodafone
i ♥ Vodafone


19 Nisan 2010

PH, Enerji İçeceği Aldı. (Havalı Olsun) Burn Energy Drink


Kendimden böyle önemli biriymişim gibi bahsetmek hoşuma gitmedi de değil hani, sankim flaşlar patlarcasına elimde Burn tutuyorum öyle..
öhöm neyse

Burn'ü cümle içinde kullanalım hemen:
"Ben bugün Burn aldım."

Evet cidden aldım hayatımda ilk kez eneji içeceği aldım. Aslında daha önce bir kere içmiştim ama ilk gözde olduğu zamanlardaydı yıllar evvel. 

Sırf ders çalışmak için aldım ama bakkal amca sanki gerdeğe girecekmişim gibi manalı manalı gülümsedi. Üç tane aldığım için olabilir tabii. Sokağa çıkmayı sevmediğim için tek seferde alayım dedim ama anlatamazsın işte, bakkal amca bu illa olaya magazinel bir boyut katıp gününü kurtaracak.
Tadı çok süper değil ama idare eder.

Burdan, Yemekteyiz'e katılan herkese çok teşekkür ediyorum, emeği geçen, geçmeyen, kalan, duran falan filan.

Saygılar..

ton: enerjileneceğimi sanmıyorum ama olur da enerjilendirebildiklerinden olursam buradan başlarız meksika dalgasına.
Siz bizim enerjilendirebildiklerimizden misiniz enerjilendiremediklerimizden misiniz?

11 Nisan 2010

Eti Cin Kek


Eti Cin hastasıyım zaten bunu gördüm bayıldım bayıldım efenim..
Yalnız reklamı bana "Kek değil Kekstra" reklamını hatırlattı. İdiotlar için anlatıyoruz der gibi.. Yine de "Eti Cin Gülsün Dünya Gülsün" diyorum o ayrı..

6 Nisan 2010

Coca Cola ile Desti İzdivaç



Başarılı reklama bir örnek vereyim mi?

Ne zaman "mutluluk" yazsam aklıma Coca Cola geliyor.
"Mutluluk" yazarken aklıma reklamlarında Coca Cola yazısının hemen altına el yazısıyla yazılan kısım var ya hani o geliyor işte. Öyle sevindirik oluyorum durup dururken. 
Bir de şu var:

17 Eylül 2009

Ayakta İşemek İsteyip de

Ayakta işeyemeyen kadınlar, pisuvarlara hasretle bakan kadınlar...!
İşte size çözüm:
Siz de bir adet bundan edinin, erkekler gibi ayakta işeyin..!

Bu?
Ayakta işeme aparatı, verdiğim linke tıklayıp nasıl kullanıldığını öğrenebilirsiniz. Yapabilirsiniz evet..

18 Nisan 2009

Pazar Filesi


Küçükken ufacıkken, büyüyünce rengarenk pazar fileleri kullanırım diyordum. Hâlâ diyorum esasında, büyüdüğümde olacak. Hepsini Gloom'a taşıtacağım. Hatta beni market arabasına oturtup gezdirecek.

Biz de file kullanıyorduk yaklaşık 15 sene öncesine kadar çok net hatırlıyorum. Sonra ne olduysa oldu kayboldu ortalıktan, yerini o iğrenç poşetler aldı.
Kocaman kocaman çantalar kullanıyorum, ıvır zıvırım çok ama ondan değil sadece, aldıklarımı poşet yerine o koca çantama dolduruyorum. Omzum çöküyor ama olsun.
Bugün mesela yapışan küçük not kağıtlarından aldım. Post-it tamam biliyorum Kırtasiyeci çocuk minicik kağıdı bile poşete koydu şak diye. Sonra çıkardım tabii. Attım çantama.

Bu gece keşfettiğim bir blog var.
Mükemmel nasıl desem, mmm gaza geldim. Çantamda file taşımaya karar verdim, çıkarır fileyi, koyarım aldıklarımı..

Blog bu:

Ne öğrendik?
Pazar Filesi kullanalım, kullanmayanları uyaralım.
Banner da ekleyelim daha çok kişiye duyuralım.

Tabii bu blog da havadan gelmemiş, hazırlayan arkadaşımız ibeking'e çok teşekkür ediyorum.

Pazar filesi örmek isteyenler, örgü pazar filesi kullanmak isteyenler için şu da var elimizde:

Reklamları izlediniz şimdi sizleri Dökülemedi Kahrolasıca Yapraklar dizisinin 8652. bölümüyle baş başa bırakıyorum.

28 Mart 2009

İhtiyaç Yayıncılık

Malum bilen bilir, ben de KPSS mağduruyum çoğu öğretmen adayı gibi. Haziranda olacak imtihana hazırlanıyorum. Eğitim mezunu olduğum için iki oturuma gireceğim. Girmekle ilgili espiri yapmayacağım burda. Neyse ilk oturum 9'da oluyordu sanırım. Genel Yetenek Genel Kültür, 120 soru Türkçe, Matematik, Vatandaşlık, Tarih, Coğrafya. İkinci oturum da 2'de başlıyordu sanırım. O da 120 soru Eğitim Bilimleri: Program Geliştirme, Gelişim Psikolojisi, Öğrenme Psikolojisi, Öğretim Yöntem ve Teknikleri, Ölçme ve Değerlendirme, Rehberlik.
Çalışma esaslarını bildiğim halde uygulama özürlüyüm kaç senelik öğrenci olduğum için kendi çalışma yöntemimi geliştirmiş bulunuyorum. Ama yine de bilinmesi gereken bir şey var. Azar azar her gün çalışmak esas mesela. Ben bunu yapamıyorum ama olsun. Bende garip bir şey var bu çoğunlukta böyle değil mesela. Herkes en çok ne kadar yapabilirsem o kadar yapmalıyım diye çalışıyor ama ben hesaplıyorum. Şu kadar yapsam bana yeter deyip zamanımı buna göre ayarlıyorum. Mesela ÖSS böyle oldu. Nerede okuyacağımı hangi bölümde okuyacağımı biliyordum. Her gün çalışıp kendimi heba etmeme gerek yoktu. Zaten lise boyunca o derslerde anam yeterince ağlak olmuştu. Neyse işte nitekim çalışmam gereken matematik konularını çalıştım ve 334'le istediğim bölüme yerleştim. Gerçi ben son zamanlarda biraz abartmıştım sanırım, denemelerde 360ları buluyordum kısmet işte yine hesapladığım gibi oldu bölüme gayet de güzel bir sıradan girdim zaten 3 tercihim mi vardı ne, yerleşmesem zıçmıştım ehehe :)
Geçen sene KPSS'de de böyle oldu. 78 alsam sözleşmeli gidiyordum bir önceki seneye göre. Son denemelerde 80-82 de olmuştu tamam dedim yeterli kızım sakin ol. Son bir ay çalışmayla gayet de iyi bir puandı aslında. Sınav sonuçları geldi, 78 aldım evet ama MEB sağ olsun 400 küsür Türkçe Öğretmeni alıyoruz deyince barajı da 80 yapınca bir halt olmadı o puan. Bu sene gözümü biraz yükseklere diktim bakalım 85-90 arası almam lazım. Şimdi onun için çalışıyorum.
Geçen sene Genel Yetenek-Genel Kültür çalışmalarını Final dergilerinden hallettim. Eğitim Bilimlerini de İhtiyaç'tan. Allam konular bu kadar mı güzel anlatılır. Gerçekten büyülendim. Bu işi çok iyi bildikleri kesin. Kitaplarını görseniz zaten anlarsınız. Sürekli örneklerle, küçük vakalarla mükemmel işliyorlar yani anlattıkları konuları önce kendileri uyguluyorlar. Bir de her konu için ayrı kitap hazırlıyorlar mesela Program Geliştirme kitabı ayrı, Rehberlik kitabı ayrı, set halinde satılıyor. Bu o kadar beğenildi ki bu sene bütün yayınlar aynı şekilde basılmış. İhtiyaç o kadar mükemmel ki bunu sınavdan sonra bir kez daha anladım. Geçen seneki Eğitim bilimleri sınavında tam 13 soruda hata olduğunu keşfedip dava açtılar, puanlarda bir değişiklik oldu mu olmadı mı takip etmedim bilmiyorum ama bu çabaları benim gözümde 10 üzerinden 10'du.
Eğitim Bilimleri çalışmak isteyen İhtiyaç'tan çalışmalı kesinlikle. Bu sene Genel Yetenek Genel Kültür kitaplarını da İhtiyaç aldım. Elimde Final Soru Bankası, Güvender Konu Anlatımı falan var ama planım diğerlerinin sadece sorularını çözmek konuları İhtiyaç'tan çalışacağım. Tavsiyem İhtiyaç'tan vazgeçilmemesi.
Gerçekten teşekkür ediyorum ya böyle nasıl desem çok seviyorum İhtiyaç Yayıncılık seni..


Acayip bir reklam izlediniz şimdi sizi "İpsiz Adam Hulahop Çeviriyor" adlı belgesel filmle baş başa bırakıyorum. İyi seyirler.

23 Mart 2009

Şölen - Choco Mia


Çikolataya çok da düşkün biri değilim ama bunu paylaşmadan edemedim. Nesin sen şekerim demek istiyorum kendisine.!!
Şölen'in çikolataları beni benden alıyor resmen. Ay of neyse.. Bir tane diye alıyorsun 4 ayrı lezzete eriyorsun. Henüz denemedim işin aslı, bugün reklamlarını izledim de hasta oldum bu fikre.
5 çeşit üretmişler bu zımbırtıdan:

-Çeşnili (Antepfıstığı, Badem ve Fındık) Bitter, Sütlü ve Beyaz Çikolata
-Fındıklı Bitter ve Sütlü Çikolata
-Çeşnili (Antepfıstığı, Badem ve Fındık) Sütlü Çikolata
-% 70 ve % 55 Kakao Kuru Maddeli Karışık Bitter Çikolata
-Çeşnili (Antepfıstığı, Badem ve Fındık) Bitter Çikolata
-Antepfıstıklı Bitter ve Sütlü Çikolata

Deneyeceğim en kısa zamanda. Yalnız süper bir fikir dur bakayım TM mı? Oha Gaziantep. Sevdim ben bu firmayı. Valla bak. He bu arada bu yazı için bana para verseler daha çok severdim :P

--

Reklamları izlediniz şimdi sizi "Halamın oğlu Çüknettin" adlı sinema filmiyle baş başa bırakıyorum. İyi seyirler..

11 Ocak 2009

Elma Kurdu Nam nam


TRT'nin 2007'de başladığı bir program var Elma Kurdu Namnam.
Deli oluyorum arkadaş, 3 yaşındaki çocuklar gibi oturup izliyorum.
Namnam'ı seslendiren zatın adı Şebnem Bozoklu..
Şimdilerde Canım Ailem'de Meliha rolünde oynamakta.

Siteleri de var:


Sanırım şu an çalışmıyor ama ben vaktizamanında girip oyunlar oynadığımı hatırlıyorum. :)

28 Aralık 2008

Balparmak Takvim

Yılbaşının en sevdiğim yanı, Balparmak Takvimine kavuşuyor olmam.
Geçen sene o kadar aradım hiçbir yerde bulamadım takvimi, 2008 Balparmak olmadan geçti.
Az önce eve geldi takvimim, birkaç senedir kullandığım yegane takvim. Sevindirik oldum.
Teşekkürler Balparmak. :)

26 Kasım 2008

Organik Ped


Henüz blogumda sık yazmadığım günlerde keşfettim organik pedi şimdi organik ürünlere bakarken aklıma geldi, duymayanlar duysun dedim.
Alerjisi olanlara, ağrılı regl dönemi geçirenlere önerilebilecek, içinde hiçbir kimyasal madde barındırmayan ped efendim bu.
Her şeyin organiği oluyor da pedin neden organiği olmasın diyen düşünceli insanların ürünü.
Henüz kullanmış değilim deneyen varsa ne menem bir şey olduğunu anlatsın, biz de bilelim.
Diğer bütün sağlıklı, kaliteli ürünler gibi bu da sağlıksız, kalitesiz ürünlere oranla biraz pahalı. Yanılmıyorsam 8 lira civarında ama değer.

Reklamları izlediniz.
Şimdi sizi, Sünger Bob Karadeniz'de 333 adlı filmle baş başa bırakıyoruz.