Ya bi de siz farkında değilsiniz ama bizim neredeyse 1 sene olacak.. Hani artık yıllanıyoruz da ilişki monotonluğa düşmesin biraz da farklı şeyler deneyelim dedim.. Şööyle elimden yemek yesin çocuk, mumlar falan aldım, parama kıydım az pahalı şarap aldım.. Yemek yapmak için bi ton m
Ama bir girdi ki götüme o para, bir hafta dışarda yemek yiyebilirmişiz gayet.. Lan etin kilosu ne kadar pahalı, ineği kanlı canlı alsam daha ucuza malolacak resmen.. Geldim eve hoop çıkardım malzemelerimi baktım baktım baktım onlara, kafamda yapacaklarımın hayalini kurmak gayet güzel de iş yapmaya gelince, biraz götüm yemedi.. Dana bonfileler böle kekikli falan sonra peynir tabağı, soğan halkaları, tomarlarca meze, garip ismi olan makarna falan yapacaktım güya. Önümde zaten bir saat var, ben de oturdum, dondurulmuş inegöl köfteleri kızarttım, ardından soğan halkalarını, bi de hoop koydum meziz diye bir markanın hazır mezelerini (aman ben yaptım siz yapmayın patlıcan ezme diye bişi var ıyyykkk kapağı açar açmaz bütün ev koktu) pasta falan da yapacaktım ama tabi bir fırınımın olmadığı gerçeğiyle yüzleşince gittim onu da satın aldım. Öle abik gubik bir masa oldu.
Erik geldi işte mumları falan yaktık böyle fransızca şarkılar falan koydum ambiansa uygun olması maksatlı. Ama öyle hayvan bir sevgilim var ki gelmeden kokoreç yemiş! sonra otur sen bu adamla romantik yemek derdine düş.. Bir sinir oldum ama..
- Ya sen gerizekalı mısın? sana yemek yiycez diyorum kalkıp ne kokoreç yiyorsun, hadi yedin bencil köpek bana ne getirmiyosun. Sonra PuCCa benden neden ayrıldın, Pucca neden çükümü kestin! gerçekten çok sinirliyim sana kalk masadan, kalk kalk kalk...
- Ya ne biliyim sen yemek diyince, öylesine diyorsun zannettim. Hep yemek var gel diyorsun ama geldiğimde de arasana kebapçıyı yapıyorsun.. düşünemedim işte ya. Çok utandım affet hadi ama bak yiycem söz veriyorum..
Çocuğu kusturana kadar yedirdim.. Bir de sinirlendim affettirmesi için kendini bulaşıkları da ona yıkattım.. Romantik yemek olayımız bitti, sırada birbirimizle bakışıp şarap içme olayına girdik.. Salona geçtik, gene o salak mumları yaktım ben. çerezleri merezleri getirdim öyle muhabbet edelim şeyinde oturuyoruz.
Heyyy gidi hey nereden nereye yani böyle ilk tanışma anımızı falan anlatıyoruz..
- Ayy ilk günler ne güzeldi dimi
- evet PuCCa senin bir sevgilin vardı, hiç hatırlatma istersen!
- Neyse başka şeylerden bahsedelim, dün facebookuna kızın birini eklemişsin kim o, ben neden tanımıyorum???
Ardından tam 1 saat şifreni ver, vermezsen seni aşşağıya atacam tartışması.. hayır bir de çocuğa savunduğum bahane de, "arkadaşlarımın sevgilileri veriyo, sen de ver ya lütfen" baktım bu tutmadı "demek ki orada bir bok yiyorsun!!! yoksa neden vermeyesin??" Baktım buna da gelmedi. Ayrıldım işte senden dedim.. Sonra da "sen de bana şifreni ver o zaman veririm" diyince
- Ama aşkım ikimizin bazı özel şeyleri olması gerek. Bi bok olmasa bile o bana ait. Bu aynı sütyenimi giymeyi istemen gibi bişi. Saçmalama lütfen gecemizin içine sıçtın Erik! saçma sapan tartışmalar çıkartıyorsun kaç yaşındasın şifre istemeler falan aaaaa..
Diyerek ihaleyi ona bıraktım kapadım defteri..
Ya bu facebook olmadan önce nasıl temiz ilişkiler yaşıyormuşuz haberim yok. Bazen kendime kızıyorum, ya tamam 17lik beyni daha olgunlaşmamış, regl telaşında kızlar gibi davranma. Kaç yaşında kadınsın hala "yok onu neden ekledin" tartışmaları yapıyorsun, kendine mukayyet ol, tut o dilini falan diyorum ama.. Yok anacım olmuyor, valla olmuyor! Orada gördüğüm her şey beni dellendiriyor. "O neden fotona yorum yaptı, o neden seni dürttü, vayy o kesin eski sevgilin, kimden mesajlar geliyor.." Hayır çocuk orayı bir kapatsa ikimizde rahatlıcaz puşt da kapatmıyor!
....
Baktım gecenin içine cidden sıçcaz bari biraz yavşayım da şöyle aşklı meşkli bir gece olsun dedim.. Sonra böyle buraya yazamayacağım kadar cıvık cıvık iğrenç bir aşk muhabbetine girdik.. Böyle sen hayatımın bilmem nesisin, iyi ki varsın, benim en çok neremi seviyorsun ihihi falan gibi..
Ama ben bi türlü olaya konsantre olamıyorum, gözüm sürekli çocuğun yediği çerezlerde.. Masadan almak için elini uzatıyor, kendine çekerken kırıntılar yere. Lan ev arkadaşım temizlik manyağının teki! sabah bunları sikseler temizleyemem, böyle kalbim daralıyor o kırıntılar yere dökülürken. Sonra kadehi yere bırakıyor ama ayağı takılsa her taraf kırmızı olcak. Halının rengi de beyazlı bişi bu arada. Böyle koltuğun üstünde bir sürü çerez kabukları var. Çocuk işte gözlerinin okyanusu bilmem nesi falan diye bir şeyler söylüyor ama ben paso, "Şu üstündekileri peçetenin üstüne silkelesene, ya kadehi düşürceksin, şey yere oturalım mıı burada çok rahat değilim" diyerek bütün olayın içine sıçtım..
Karı nasıl üstümde bir hakimeyet kurduysa otomatik olarak "evin salonunu kullanmayan ev kadını" moduna bağladım.. Hatta ayy tv nin üstüne dantel örsem mi falan gibi düşünceler aklımdan geçerken bu gidişe bir dur demek lazım! dedim koy götüne rahvan gitsin ne olcak Erikten değerli mi dedim hoop çocuğun üstüne doğru kaykılarak, "yeter bu kadar mıçmıç sevişelim de yatalım uykum geldi" diyerek, hooop çıkardım üstümdekini..
Her romantik gecenin finali gibi bu da emme gömme muhabbetiyle bitti.
Zaten bunların hepsinin nedeni sadece bu. Yani ben tonlarca para vermeseydim, yine dürüm yeseydik yine yapacağımız şey bu olacaktı. Şarapla gelen uykuyu da hesaba katarsak hiç de hayatımın en ateşli gecesi gibi olmadı.. Ağzıma gelip duran inegöl köfteler, o pis mezizin mezeleri, acaba bir mum yanık kalmış mıdır telaşıyla uykuya daldım gitti..
Artık bi daha ki romantik akşam yemeğimiz dışarda olur, şahsen evde hiç eğlenceli olmuyor.. Yani ne bileyim bari dizi izleseydik, ya da film olmadı en azından oyun moyun oynardık.