kitap yazmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap yazmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

03 Mayıs 2013

Cuma Sohbetleri

Sizi bilmem ama Mayıs bize yenilgiler ile geldi. Ayıp da etti …

Pazartesi gecesi  Memo’nun heyecanla beklediği Kokteyl  yarışmasında hüsrana uğradık :( Dağılmış vaziyette eve döndük … Anladım ki benim kocacım yenilmeye tahammülü olmayangillerden miş. Neredeyse sabah kadar oturup bön bön birbirimize baktık.Tüm gece Memoyu oğlu ile gireceği  psikolojik savaşa hazırladım. Güçlü görün yenmeninde yenilmenin de önemli olduğunu öğrenmeli (alt metin : bir gün yenilirse senin gibi dağılmasın ) .

                                           IMG_2954                    

 

Sabah oldu , Can uyandı.

Can: Baba yarışman ne oldu?

Baba: Yenildim oğlum. (Zannedersin Fatih Sultan Mehmet İstanbulu alamadı)

Can: Her zaman kazanamazsın ki baba , takılma bu kadar!

Vay be dedim , ne çocuk yapmışım yarabbim!!! ( her durumdan kendime pay çıkartırım,affetmem) Gurur duyduk oğlumuzla , yolumuza devam ettik… 


Dün akşam maç için erkenden evdeydik. Can beyin Tüm maçlarda giydiği formasının kirli olduğunu fark edince son sürat yıkadık , kuruladık giydirdik. Maçtan önce Star ı açmadık ,hiçbir şey yokmuş gibi İntikam ı seyrettik. Totemlerin allahını yapsak da olmadı beceremedik :( Speedy Gonzales de Benfica lıydı galiba o ne hız arkadaşım ! Sonuç olarak Bir hafta da 2. kez yenilmeyi öğrendik. Gökhan a hepimiz çok ,çok üzüldük. O anlar evde ölüm sessizliği oldu ,donduk kaldık. Çok Korktuk öylece yere düştüğünde , Kendi ailesini düşünemiyorum o an:S

gökhan gönül

 

Kısacası biz bu hafta sevimsiz bir hafta geçirdik.

Haftasonu bunu kırmak için çabalayacağız, Cumartesi şeker kuzi’min kına gecesi ve Pazar   günü #BalkopuguileBloggerlarBulusuyor etkinliği var. Çok keyif vaad eden planlarım var anlayacağınız.

Yeni aldığım perdelerin yarın sabah balkonumda olacağını ve Balkon sefalarımızın başlayacağını da düşünürsek , hayat yaşamaya değer be! İnstagramda bol Blush , Bol manzaralı fotolar vaad ediyorum buyrun gelin.

Çenem düştü , e ben  sonuç paragrafına geçeyim o zaman.

Ah bir dakika , sonuca geçmeden Haziran sonunda sünnet olacak bir erkek çocuğu annesi olarak sünnetin yapılacağı yere ufolar indirmeyi düşünüyorum. Uzaylılara da palyaço kıyafeti giydireceğim. Çocuklara kanat takıp uçuracağım, kırmızı kar yağdırıp ,Kulelerden atlatacağım. Evet düşündükçe çığrımdan çıkıyorum. Ama bu söylediklerimi yapmayacağım anlamına gelmez di mi ? Çocukların hayatlarında yaşayabieceği en çılgı parti olsun istiyorum. Sanırım ben çıldırıyorum ….

Sonunda Sonuç Paragrafı:

Uzun bir yazı olunca bir yerden sonra amannn buraya kadar kimse okumaz diyor insan. Sonra ben başkalarının yazılarını okuyorum ama , başkaları da belki okur diyorsun. Yazı yazmak ne tuhaf, hem kimse okumasın hem herkes okusun istiyorsun. Okuyanlar okumamış gibi davransın ama okuduklarından da haberim olsun istiyorsun.

Çok karmaşık oldu di mi ? Dua edin kitap yazmıyorum. Ben kitap yazsam o kitabı hepinizin başucuna gizlice koyar, okudunuz mu diye sınav da yapardım.

Şakası bir yana hala okuyan kişi İyi ki varsın  :) Varsan tabi …

08 Şubat 2013

Twitter sen nelere kadirsin ...

Ben bu yazıyı yazmaya başladım ama bir türlü başlığa karar veremedim. Yazı bittiğinde başlığı ne olur ne olmaz bilinmez.

Twitter tuhaf bir yer, çok aktif,fazlasıyla sosyal , bir o kadar rant sağlamaya çalışan uyanıklar ile dolu. Yani anlayacağınız Vezir-Rezil durumu ...

Dün öğle saatlerinde "Bloglarda, instagramda ve twitter da okuduğum şeyleri sonrasında bulamıyorum ya işte o çok sinir bir durum. Bir kitap vardı onu arıyorum " twitime yardımcı olmaya çalışan bir çok insan çıktı. Size de oluyor mu bilmem , bir şey okuyorum ve diyorum ki bunu almalıyım ya da okumalıyım. Sonra alacağım zaman kitapsa yazarını ya da ismini , bir eşya ise adını ,markasını unutuyorum. Yazan kişiyi de unuttuysam eğer haydi bana geçmiş olsun :)) Yakında kendime sosyal medya defteri yapacağım. Bak bu fikir şimdi aklıma geldi, mantıklı aslında :) Neyse konudan çok saptım.

Ve uzun araştırmalarım sonucu kitabı ve yazarını hatırladım.Bu ara genç , türk ve kadın yazarların kitaplarını okumak gibi bir misyon edindim. Hatta mümkünse ilk yazdıkları kitaplarını(tavsiyeniz var ise yazın lütfen) . Ve sevgili SOLSOLEDO (isme tıklarsanız bloguna bakabilirsiniz) bu tür yazarların kitaplarını iki yayın evinde rahatlıkla bulabileceğimi söyledi.

Biri hepimizin tahmin ettiği üzere gönülden sevdiğimiz "YİTİK ÜLKE".

Diğeri de aşağıdaki yazışmalarda göreceğiniz yayın evi.

Buraya kadar her şey normal. Sonrası bizim konuşmamızın üzerinden birkaç saat geçip solsoledo 'nun bana önerdiği yayınevinin kendisini takip etmeyi bıraktığını fark etmesi ile ilginç bir konuşma başladı. Buyrunuz ,Okuyunuz.

Alttan üste okumanız gerekmekte;




Açıkçası ben çok rahatsız oldum bu tavırdan. Kendileri sonunda "fikrinizi paylaştığınız için teşekkür ederiz" derken sanki istediğiniz kadar konuşabilirsiniz biz amacımıza ulaştık tavrı takınıyorlar.

Bence bir yayınevi isen ,üstelik yeni yazarlar tanıtmaya çalışıp kendine bu alemde yer açma çabasındaysan bu yol çok yanlış bir yol.

Bunu Twitterda da İnstagramda da sıkça yapıyorlar , ilk önce takip ediyorlar sonra sen de onları takip edince seni izlemeyi bırakıyorlar. Çok çocukça bir hareket bence , açıkçası gülüyorum ve fark edersem izlemeyi bırakıyorum.

Önce Kitap " bu yüzden okurlarımızı takip etmeye son verip sektörü izlemeye başladık." demiş. Kendilerine sektörleri ile mutluluklar diliyorum.

Açıkçası ben kitap alırken yayınevine dikkat edenlerdenim. Ve kara listeme eklendiler. Şimdi bunu okurlarsa "aman bir okur kaybettik ,batmayız" diye düşünürler eminim!

Sevgiler


Special design for Keşke Gerçek Olsa by GeCe