bizi üzenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bizi üzenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Eylül 2010 Pazar

NEHİR....

en zor yazım olacak..katıla katıla ağlamak istiyorum ama sessizce süzülüyor yaşlarım..
annesinin deyimiyle nehir'im akıyor..
http://http://nehir-im.blogspot.com/2010/09/nehirim-akyor.html

22 Mayıs 2010 Cumartesi

düşe kalka büyür mü?

Eren büyüdükçe kazalarımız artıyor. keşfetmek denemek istiyor ama bazen tehlikenin farkında olmayabiliyor.
Bugün olağan kahvaltımızı yapıp anne ev işlerine dalmıştı. Oturma odasını süpürme işine girişmişken erenimo koltuğun tepesinde hopluyor baba nete dalmıştı. Eren'i bikaç kez uyarmamıza rağmen deli danalar gibi hoplamaya devam etti ve beklenen son! iki koltuk arasına tepe taklak düştü. Babasıda bende yetişemedik. Çok ağladı kucağıma aldım sakinleştirmeye çalıştım ama olmadı. Bir yandanda sinirlendik. çok uyardık ama bir türlü anlamadı. Gözünde bir çizikle atlattık bu kazayı.
Bu kazalar daha çok başımıza gelecek gibi. Akşama kadar sürekli takibindeyim. kısıtlamakta istemiyorum ama o kadar tehlikeli işler yapıyor ki müdahele etmemek mümkün değil. Düşmesine rağmen sürekli hoplamaya tepinmeye devam etti.
En korktuğum olay balkon! artık tek başına çıkabiliyor. Sandalye tabure v.s şeylere ihtiyaç duymadan..Odada yalnız bıraksam bile dakika başı gidiyorum. Acaba pencere açık mı bişeylerin tepesinde mi? diye..Çocuk bu düşe kalka büyür dediğinizi duyar gibiyim ama korkularım çok fazla...enerjisini atabileceği ortam yok..Sağlayamıyorum da..en büyük eksikliğimiz kendi odası olmaması..Evimiz olduğunda tek hayalim ona uygun bir oda dizayn etmek..
Ağustosta erenimo kreşe başlayacak...Şimdiden ona anlatmaya başladım. Hatta görüşmeye birlikte gitmeyi düşünüyorum. Çok heyecanlıyım...
Son bir not pazartesi doktora gideceğiz. Eren!in kafasının üst bölümünde ufak tefek yaralar var ve pul pul dökülüyor geçmesini bekledim ama bir türlü geçmedi. Onu göstereceğiz hem de genel kontrol var.
Şimdi mışıl mışıl uyuyor kimbilir rüyasında neler görüyor nerelerden atlayıp zıplıyor yumurcak:))

28 Eylül 2009 Pazartesi

bad cumartesi-etkinlik günü pazartesi

yazıya başlarken nasıl bir başlık atıyım diye düşünürken bunlar çıktı:)) ctesi günümüz biraz yorucu üzücü idi. eren o gün yine tam gaz yaramazlık keşfetme seferberliğine çıkmışken öğleden sonra gezmeye gideceğimiz için ellerimizi yıkayalım dedim oğluşa. lavobaya bi sn dönmemle eren düştü ve dudağını vileda kovasına çarptı. allahım öyle bir kan aktı ki anlatamam. ölecem sandım. çok ağlamadı eren ama üstü başı bizim heryerimiz kan oldu. sonrasında temizlediğimde baktığımda dudağı yarılmıştı. Allahtan daha kötü bişey olmadı. Eren'i hiçbişey engellemediği gibi bu da engellemedi ve tam gaz günü bitirdi.
bugün kuşumla birlikteyiz. ptesilerim boş..sabah kalktık babayı biraz ağlayarak uğurladık. ( bu arada ağlama durumlarımız benim içinde başladı. işe giderken ağlıyoruz. içim burkularak gidiyorum valla) resimde görüldüğü üzere foto. makinesinin bağlantı kablosunu takıyor. teknoloji canavarı.
kahvaltı , temizlik, calliou derken eren'e eşleştirme kartları yapmayı düşündüm. böyle el işi olaylarınada bayılırım.
dergileri biraraya getirdik. makas,bant,karton aldık. ben ciddi ciddi uğraşırken eren dergieri karıştırdı kendince okudu. bana markaların isimlerini tek tek sordu. o hengamede bende kartları bitirdim. aferim bana dedim valla:)) benim bile oynayasım geldi. erenimo çok beğendi. tek tek eşleştirme yaptı . bence ço keyifli oldu erende en azından ben bunları yaparken izlediği için 15 dakika oturabildi:)
banyomuzu yaptık evimiz biraz soğuk olduğundan bebeklik hırkamızı giydik doğru uykuya gittik. annemizde her işi bitirmenin keyfiyle pc nin başına geçti.
son olarak erenimo nun son zamanlardaki hünerleri;
manganın beni benimle bırak şarkısı favorimiz. başımızı sallaya sallaya dinliyoruz. hatta söylüyoruz kendimizce. ''meni menimle bıraa uhummm seninn''
kitapları çok seviyoruz saatlerce bakıyoruz okuyoruz.
babasıyla bana baş parmağını oynatarak kızıyor. ama diyologlar çok komik mimiklerde. eren parmağını kaldırır..''bak bak durrr'' sonra birden bağırmaya başlar ama ne bağırma.. babayla biz koparız o anda.:))
gevezelik diz boyu ben kaçanzi.

10 Eylül 2009 Perşembe

erenimo anneyle okula giderse....

seminerler başladığından beri eren ferteğe babannesine gidiyordu. ama bu hafta inatla gitmek istemedi. ağladı bağırdı çağırdı. babannesi bize geldi ondada kadıncağızı mahvetmiş. evin içinde ordan oraya savrulmuşlar. işten bi geldim apartmanın kapısında topaç çeviriyorlar. babannemiz çok yorulmuştu. bende okula götürmeye karar verdim.
iki gündür benimle okula geliyor. keyifler gıcır. herkes onunla ilgileniyor. ordan oraya koşturuyor. karıştıracak biçok şey var. ama ben harap bitap vaziyette eve kendimi zor atıyorum. çünkü merdiven hastası olan deli oğlum bi türlü rahat durmuyor. en tehlikeli yerleri buluyor.
diğer arkadaşların çocukları da geliyor. bazen oynayabiliyorlar. eren biraz kendi haline takılıp keşfetme arzusunda olduğundan oyun onlara pek cazip gelmiyor.
bugün oynadıkları nadir zamanların birinde Atatürk büstünün çevresindeki saksılardaki kumları birbirlerine atmışlar. bi baktım hepsi kum havuzuna dönmüş. iki gündür eve geliyoruz hooop banyo ve uyku. bende kendimi kanepeye atıyorum. sadece bakıyorum. kafayı dinliyorum ayaklarımı dinlendiriyoum.
ev temizlenmeyi bekler halılar yıkanmayı ...herşey bekleyip duruyor. haftaya halletcem inşallah.
eren 2 yaş sendromuna fena yakalandı bizide yakaladı maalesef. sürekli hareket halinde ilgisini toplamıyor. tırmanma koşma zıplama faaliyetleri daha cazip geliyor. beni dinlemiyor inadıma yapıyor. bağırıyor inatlaşıyor..
şikayet yok cavidan herşeye rağmen afacan sağlıklı bir oğluşun var dimi.
p.s: sel felaketini yaşayan herkese geçmiş olsun diliyorum. ülkemiz bi daha bu felaketleri yaşamasın diliyorum.

2 Eylül 2009 Çarşamba

kime çekmiş ?

annem küçüklüğümü anlattığında çok uslu her dediğimizi yapan akıllı her zaman olgun gibi tanımlamalarla beni anlatırdı. kendimi hatırladığım dönemlerde de öyleydim. çılgınlıklar yapmazdım . hiç evcilik oynadığımı hatırlamıyorum daha farklı şeylere yönelirdim. yaşımın üstünde davranışlar sergilerdim.
babamıza gelince kayınvalideme sorduğumda düşse bile ağlamayan çok hareketli olmayan oldukça sakin bir çocukluk geçirdiğini anlatırdı. belki bunlardı eşimle bizi birbirimize bağlayan.
peki erenimo kime çekti? gün boyu düşündüm durdum. asla yerinde armut gibi oturan bir çocuk istememişimdir. ama hiç oturmayan bir çocukta hayal etmemiştim:))
bugün eren sabır taşımı defalarca çatlattı. ferteğe gittiğimizde uyuyordu ve uyuyalı 5 dakika olmuştu. sesimizi duyar duymaz kalktı . ve başladı maraton. bi dakika durmadı. merdivenleir tırmandı . tandır ocağının bulunduğu balkona indi çıktı bi ara az kalsın tandıra düşüyordu. bisiklete bin kere bindi indi bindi indi...ben hiç seslenmeden sürekli peşindeyim. yemek namına bişey yemedi. uyumadı kesinlikle. en sonunda kayınvalidemle azmettik uyuttuk.
1 saat sonra uyandı kuzenleri geldi. mahallenin diğer çocuklarıyla oynadı koşturdu durdu. ama ne koşturma her an düşecek gibi. cavinan diye diye bana top attı. en sonunda bir çığlık ve ağlama sesi. korktuğum başıma geldi. eren düşmüştü. kucağıma aldım sakinleştirmeye çalışıyorum . olmadı bi baktım alnında koca bi şişlik. hemen ekmek basmaya çalıştık olmadı. babasıyla doğru arabaya gitti. oynadı sakinledi. ee böyle bir durumda çocuk sakinler oturur ağrısını çeker dimi. cık bizimki öyle değil. daha bi coştu. bisikletin tepesine çıkmalar merdivene farklı yöntemle çıkmalar. coştu da coştu. en sonunda babasıyla gülmeye başladık. çok afacan bir çocuğumuz vardı ve kendine zarar vermediği sürece bu durum bizi rahatsız etmiyordu.
düşündüm de bu minik oğluş kime çekmişti? ...
seni seviyorum yaramazım..

27 Ağustos 2009 Perşembe

kutlamalar başlasın..elveda emzik..

ha oldu olacak derken bu hafta başında iyice niyetlenmiştim. ne olursa olsun emziğe veda edecektik. çünkü hem dil hem de diş gelişimi için emzik bize tehdit oluşturmaya başlamıştı. hele anası gibi 6 yaşına kadar emer diye düşününce:))
artık eren emziksiz..geceleri uyuyor hiç aramıyor. hatta dün gece çok huysuzlanınca dayanamayıp vereyim dedim attı emziği:))
sıra geldi çişşşş olayına. ama ona tam hazır olmadığını düşünüyorum zamanına göre başlamaya karar verdim:))
tabi emziği atınca bıdık daha çok bıdırdamaya başladı. daha çok konuşma hevesli oldu. bişeyler söylemeye yeni kelimeler çıkarmaya başladı. salyalarımız azaldı ve uykuya daha çabuk daldığını farkettim.
şimdilerde en büyük keyfi hopppaa yaparak oynamak koltuklardan hoplamak. hatta dün ana oğul hoppa hoppa diyerekten karşılıklı oynadık bile. biri videoya çekse kesin you tube luk olurduk..
herşey tabii güllük gülistanlık değil. hayatın iki yönü her an kapımıız çalabiliyor. küçük kardeşim ikinci kez hamile idi. ilkini kalp sesi duymadan kaybetmişti. bu sefer kalp sesini duyup çok rahatlamamıza rağmen dün miniğimize veda ettik. yine gelişemedi. herşeyde var bir hayır diyerek kabullendik ama kardeşimin ikinci kez aynı şeyi yaşaması kürtaj olması bizi çok üzdü.
b,izden böyle..