Lilypie Kids Birthday tickers
Lilypie Pregnancy tickers

31 Mart 2008 Pazartesi

Çocuk İstismarını durdurun!!


Öncelikle ablamın bebeği hala yoğun bakımda,ama doktor iyiye gittiğini söyledi yarına makinadan çıkarırlarmış heralde..Annesi eve geldi,bir annenin doğum yaptıktan sonra eve eli boş gelmesi çok kötü bir duyguymuş.Şimdilik dua etmekten başka elimizden gelen hiç birşey yok..Allah acil şifalar versin,annesi de bir an önce kavuşsun inşaallah minik meleğine..

Çocuk istismarını durdurun!! sloganını ve banneri çoğu blogda görmüştüm,ama benim de sobeleneceğim aklıma gelmemişti,zira bu ilk sobelenmem:) Hem de sevgili Emine ve sevgili Aysun aynı anda beni sobelemişler,iki kişi tarafından sobelenmişim yani:) Teşekkürler arkadaşlar...


Çocukluğumda aklımda kalan şarkılara gelince,sanırım benim çocukluğumda arabesk furyası vardı..Ailem öyle arabeskçi değidir,ben de tabiki:)Ama aklımda kalanlar genelde arabesk şarkılar:) kimin söylediğini bilmediğim"saçlarını dağıtırsın,rüzgarlara bırakırsın, sen sevmeye yakışırsın seni sevmeyen ölsün..":P vardı ilk aklıma bu şarkı geldi..Hatta çocukken rüzgarlı havalarda saçlarım savrulurken hep bu şarkıyı söylediğimi hatırlıyorum:) Bir diğeri de özlemle yadettiğim Sevgili Barış Manço'nun "arkadaşım eş,arkadaşım şek,arkadaşım eşşek:) şarkısı vardı,bu aklıma geldi,çok söylerdik bunu da..Hatta arkadaşlarımıza takılırken bu şarkıyı onlara karşı söylerdik :P

Çocuk istismarına son!,çocuklar üzülmesin,ağlamasın,hep mutlu olsun!diyerek ben de Sühendan ve Sabahnur'u sobeleyeyim bari:)yazmak isterlerse tabi..

29 Mart 2008 Cumartesi

Hoşgeldin Bebek

Çok şükür ablam doğum yaptı bugün,minik Emre abi oldu..Ablam gayet iyi maşaallah,ama bebek yoğun bakımda:(solunum problemi varmış,ama düzelir inş.dedi doktor..Vaktinden biraz erken geldiği için normalmiş..Henüz bebeği göremedik,hatta annesi bile göremedi:( İnşaallah düzelir bebeğimiz ve bir an önce annesi kucağına alır yavrusunu...Allah acil sifalar versin minik Enes'e...Dualarınızı esirgemeyin lütfen...

23 Mart 2008 Pazar

Yeni davranışlar

Son zamanlarda ateş ölçerimiz 39,5 dereceyi çok sık gösterir olmuştu..Hem bebeği,hem annesini..Neyseki artık normal değerleri gösteriyor...
Erva'nın hastalığı çok şükür bitti derken,ben de kendimi ateşli buldum biranda..Ardından öksürük,nezle...Üç gün boyunca kolumu kaldıracak güç bulamadım kendimde.Yataktayken sürekli başımda gezinen,sürekli benimle oyun oynamak,dışarıya çıkmak isteyen kızımla işim daha da zor oldu.İstediğin gibi yatamıyorsun,dinlenemiyorsun,uyuyamıyorsun çok zordu gerçekten..Allah'dan kolay atlattım 3 günden sonra toparladım kendimi çok şükür..Şimdi gayet iyiyim maşaallah..Hastalıklar annelerden de yavrulardan da uzak dursun,annelerin hastalığı da yavrular için gerçekten çok zor oluyor...Rabbim daha ağır hastalıklardan korusun...

Ervam maşallah bu hafta büyüme yolunda baya yol katetti..Her gün yeni sözcüklerine,yeni davranışlarına şahit oluyorum.Şaşırıyorum,seviniyorum,çok mutlu oluyorum ama nedense biraz da üzülüyorum kızım büyüyor diye:) Bebekliğini de çok özlüyorum,bir yanım büyüse artık diyorsa,diger yanım hiç büyümese keşke diyor:)

Konuşma azmi hızla devam etmekte..Artık söylediğim bir kelimeyi anında ya aynısını, ya da çok benzer bir şekilde çıkarıyor,papağan gibi tekrarlıyor:)Artık kendi dilinin döndüğünce üç,hatta bazen dört kelimelik cümleler kurabiliyor ama yine de hala seri bir şekilde konuşamıyor..Ama konuşunca da susturamıyoruz,bazen bir cümleyi veya kelimeyi ardarda okadar çok söylüyor ki "yeteeeeer!"diye bağırmamak için zor tutuyorum kendimi:))
Görgü kurallarını da öğrenmiş hatun, herşeye "ayıp"diye yakıştırıyor:) Elini burnuna sokmaya çalışırken ayıp kızım yapma dedim,kızım beni dinliyor artık,ama biraz olayı abarttı;kazara elimi burnuma götürsem "anne ayıp"diye uyarıyor, artık burnumun kenarına,üstüne bile dokunamıyorum Erva sayesinde:)

Bu aralar eline ne geçerse fırlatma-atma huyu var bir de..Annem bu dönemlerde çocuklar eline geçeni fırlatır,atar diyor..Aslında pencere balkon açık olsa,oradan fırlatırlarmış da,havaların kötü olması bu aralar işimize yarıyor:) Gerçekten de kardeşlerimden hatırlıyorum,az oyuncak toplamamıştık sokaktan..Hatta hatırlıyorum birkeresinde koca masa saatini 5.kattan fırlatmıştı kardeşim:)Allah'dan birinin kafasına denk gelmemiş... Erva da o döneme girdi sanırım,ama daha iki günde 4 bardak kırdı minik hanım!Ne kadar bardakları saklasak da,birşekilde dalgınlığımıza gelip buluyor, masanın üzerinden alıyor ve fırlatıyor..Sert oyuncaklarının hepsini kaldırdım,şimdilik sadece peluşlarla oynasın, inşaallah daha beter hasarlarla atlatmayız bu dönemi:) Daha önce de bahsetmiştim Erva'ya bunu yap deyince çok güzel dinliyor,ama yapma kızım deyince dinletemiyorum kendimi bazen..Tıkanıyorum orda işte..Bazen yapmasını istemediğim davranışları başka yolla vazgeçirebiliyorum,ama bu fırlatma-kırma huyunda ne kadar yapma desemde dinletemiyorum sözümü..Nasıl başka yolla anlatabilirim acaba??

Bazen istemediğim bir davranışı varsa ve ben ona kızmışsam, hemen benim dikkatimi dağıtmaya çalışıyor,alakasız bir yerden konu açıp ayıbını örtmeye çalışıyor:) Geçen gün de biryeri dağıtmıştı yine;ne yaptin sen diye kızdığım bir anda dikkatimi dağıtıp hemen "anne bak çiçek" deyip halının çiçeğini göstermez mi:)Birkaç kere daha şahit oldum beni kandırdığına:)O anda çok kızmışsam bile güldürebiliyor beni,ama güldüğümü belli etmemeye çalışıyorum:)
Bir alem bu çocuklar valla,şaşırtıp bırakıyorlar bizi her hareketleri ayrı bir tatlı:) Kızılmaya gelmiyor, ama kızmak da bazen gerekebiliyor..

18 Mart 2008 Salı

Hasta miniğim

Çok şükür Ervam bu kışı hastalıksız geçirdi maşaallah kızıma derken,hastalar kervanına minik kuşum da katıldı maalesef:(
Geçen hafta ilk ateşle gösterdi belirtilerini bu illet..Ben de fitil vererek ateşini düşürmeye çalıştım ..Ama fitili verdikten biraz sonra düşen ateş,tekrar yükselmeye devam etti.Ateş düşürücü bantlardan da bir deneyeyim dedim ama onlar da fayda vermedi:(


Ateşle beraber,öksürük de başlayınca doktora götürmek farz oldu dedim,ve aldım miniğimi doktora gittik..Erva doğduğundan beri rutin kontrol ve aşılarından başka, hastalık nedeniyle hiç doktora gitmemişti,maşaAllah bir iki defa kısa süreli ateş ve kusma dışında hiç bir problem yaşamamıştı,ta ki bu son hastalığına kadar...Boğaz enfeksiyonu dedi doktor,ama çok ilerlememiş Allah'dan..Antibiyotik ve 2 şurup daha verdi ama Erva hanımcım doktorun verdiği ilaçlardan bir ölçek dahi içmedi...Annemle beraber ne kadar uğraşmaya çalıştıysak keçi gibi inadı olan kızıma içiremedik.Şurubu gördüğü anda kaçmaya başlıyor tutabilene aşkolsun!,hadi tuttuk diyelim içirmek kesinlikle mümkün olmadı ağzını sımsıkı kapatıp açmadı hiç...Azıcık tadından baktırdık ama onu da olduğu gibi çıkarttı...

Aslında şurup içmeyeceğini az çok tahmin edebiliyordum,daha önceden calpol şurubu kesinlikle içiremiyordum,onun yerine fitil veriyordum ateşi yükseldiğinde.Hatta doktor ilaçla arası nasıl diye sorduğunda şurup içiremiyorum demiştim,iğne yazayım o zaman demişti..Ama kızımın canının daha fazla acımasına gönlüm razı gelmedi ve ben ne yapıp ne edip şurubu içiririm diyerek şurup istemiştim,ama içirmek mümkün olmadı maalesef...İlaçları içiremedim,ama verdiğim fitillerle ateşi kontrol altına almayı başardım çok şükür,daha kötü devam ederse iğneye başlayalım dedik ama çok şükür düzeldi sayılır minik yavrum..Çok az öksürüğü kaldı okadar maşaallah..Ama keyfi yerinde şükür,sporunu bile yaptı hanımefendi:P

Hasta olunca Erva maşaallah çok huysuzlanmadı,sadece inatçılığı çok arttı ve de biraz ilginç tavırları oldu:) Geçen gün gece uykusuna yatırmıştım yavrumu,aradan 10 dakika geçmeden kardeşim korkmuş ve heyecanlı bir şekilde çağırdı beni..Erva uykusunda kusmuş meğerse, bir baktım heryer berbat olmuş..Minik kuşum da üzerine yorganı çekmiş, açmaya çalışıyorum kahkahalarla yüzünü kapatıyor açmıyor,ben açıyorum o kapatıyor acayip mutlu bir şekilde:)oyun yapıyor resmen ama çok şaşırdım;üzeri ve bütün yatak kusmuk dolu olan, ağır uykusundan kusarak uyanmış uykusuz bir bebek,nasıl oluyor da bu kadar mutlu olabiliyor, oyun yapabiliyor bize anlamış değilim hala:)
Yine bir gün uyutup yatağa bırakmıştım,bir kontrol edeyim derken yatakta göremeyince birden telaşlandım,sonra bir baktım ki köşede yerde duran seccadenin üzerine sessizce oturmuş,beni görünce de "anne amin"diyerek açıklama yapıyor:)
Yine ateşli olduğu bir günde Erva'yı evde ararken mutfak masasının altında sessiz sessiz otururken buldum,ama ilginçti yine:)Okadar ben bağırarak ararken,onun hiç ses vermeden sessizce masanın altında durması beni şaşırttı doğrusu:)

Çok şükür atlattık artık,normale döndük:)inşaallah birdaha tekrarlanmaz...Alah tüm hastalara acil sifalar versin...

12 Mart 2008 Çarşamba

Diş fırçası

İlk diş fırçalama deneyimimizi başarıyla gerçekleştik:) Artık Erva'nın dişlerini fırçalama zamanı geldiğini düşünüp,ilk diş fırçasını aldım...Erva bu işten gayet memnun,çok hevesli fırçalıyor,ama elinden bıraktırmakta zorlanıyorum:) İnşaallah bu hevesi tüm ömrü boyunca devam eder...


Erva kendisine bir görev verilince çok hevesli yapıyor maaşallah..Mesela tv yi kapatmasını isteyince,koşa koşa kapatıyor,ya da ondan birşey istediğim zaman,hiç üşenmeden hemen getiriyor.Bazen çok işime yarıyor gerçekten de...Oyuncaklarını kendiliğinden asla toplamaz,hatta dağıtmaya çok meraklı..Ama hadi kızım topla dediğim zaman sözümü çok güzel dinliyor,ama dağıtma dediğim zaman da tam tersi bu sefer dinlemiyor:) Zaten uzmanlar da çocuklara "yapma,etme"demek yerine,"şunu yap,şöyle yap" demenin daha doğru olduğunu söylüyorlar...Ben de artık hiç "yapma" demiyorum:)Görev istiyor,birşeyler yapabildiğini göstermek istiyor bize..Bazen birşey için ağladığı zaman, onun dikkatini dağıtmak için hemen bir görev veriyorum,maaşallah anında susuyor ve görevini yerine getirmeye çalışıyor.Bu aralar bu şekilde susturuyorum ağladığı zamanlar:))Bunda da inşaallah tüm ömrü boyunca görev bilinci olur,sorumluluklarını,ödevlerini yerine getirmeye hep hevesli olur...


Erva'mın bu aralar favori çizgi film karakteri Sponge Bob...Çok seviyor,onu izlemekten büyük keyif alıyor..Oyuncağını da almıştık birara, elinden hiç düşürmüyor..Malum heryerde Bob furyası var..Erva da nerde görse hemen tanıyor,gördüğü anda bir mutlu oluyor ki,mutluluktan ışıl ışıl parlıyor gözleri..Geçen gün de bir oyuncakçıya girmiştik kızımla.Nerden gördüyse hemen dikkatini çekiyor bu karakter,arasam bulamam dediğim bir yerde bi baktım Erva "anne Bob,anne bob"diyerek sevinç çıglıklarıyla kalemin üzerindeki küçücük sponge Bob u gösteriyor:)Bir alem bu çocuklar valla..Ben arasam bulamazdım heralde,çok dikkatliler çok:)


Bu günlerde ısırma huyuna tekrar başladı:( Yaklaşık 7-8 aydır unutmuştu yapmıyordu..Nerden tekrar aklına geldi bilmiyorum,ama bu sefer genelde kıyafetimi ısırıyor.Bir kaç sefer etimi ısırdı,çığlıklarımla yeri gögü inlettiğim için hatasını anladı,artık etime dokunmuyor:)sadece kıyafetimi ısırıyor,sıkıyor ve birsüre sonra bırakıyor..Ama öyle bir ısırışı var ki resmen stres atar gibi:)Isırınca rahatlıyor heralde:)Ama çok sık tekrarlıyor bu günlerde bunu..bütün üzerim sırılsıklam oluyor resmen..Neden yapıyor bunu acaba?? İnşaallah bir an önce unutur...


Erva'nın babası 1 haftalığına yurtdışına gitti.Babasına çok düşkün,şimdiden özledi bile,ağzından "baba"kelimesini düşürmüyor...Rabbim hayırlısıyla kavuşmayı nasip etsin...

7 Mart 2008 Cuma

Su aşkı!

Minik Erva'nın suya olan aşkı bu aralar had safhada!tabi benim sinirlerim de:) Evde bolca ya sabır çekiyorum bu aralar...

Suyu çok sevdiğinden daha önce bahsetmiştim,ama bu aralar bezdirdi beni.."anne uuuuuu" diye bir isteyişi var ki çok masumca...Vermesem olmuyor malum susuyor, ben de susuz kalmasın diye iyi niyetimle veriyorum..Ama benim içirmemi asla istemiyor! oynamak uğruna birazını içiyor,geri kalanını benim elinden almama kalmadan, hızlıca ya yere, ya sandalyesine ya da oyuncak kovalarına döküp oynuyor...Tabi yerler de nasibini alıyor sudan."Kızma sabırlı ol Esra" diyerek kendimi telkin ediyorum,ama sürekli ıslak cılk su olmuş halılara basmaktan,halı kurulamaktan,sürekli iç badisine varıncaya kadar üzerini değiştirmekten bıkmış haldeyim...Artık damacanaya da dadandı, basıp basıp yeri ıslatıyor sonra da bir güzel oynuyor o suyla...

Dün bir arkadaşıma gittik,kızı Erva'dan 1 yaş büyük..Heralde çocuklarda genel birşey kendinden küçük olana zulmetme..Erva kendinden küçüklere ,en çok da kuzenine çok zarar veriyor..Ne kadar yapma etme dediysek de henüz anlamak işine gelmiyor! Dün de aynı muameleyi arkadaşın kızı yaptı Erva'ya..Baya bir hırpalandı minik kuşum:( Kuzeninin yanında cadı kesilen Erva,arkadaşin kızının yanında süt dökmüş kediye döndü resmen..Eee etme bulma dünyası:))

Benim minik kuşum çok duygusalmış meğersem..Geçenlerde kucağımda başını göğsüme koyduğu bir anda bende başladım ona şarkılar söylemeye,ama biraz duygusal şarkılar..Baktım birden bire sessizleşti yavrum..Tam da "benim annem güzel annem beni al kollarına" ninnisini söylediğim anda bir baktım ağzı bükülmüş gözlerinden boncuk yaşlar akıyor,ona baktığımı anlayınca bir ağladı ki ama içim parçalandı çok duygusal bir ağlamaydı yaa...Onu o halde görünce bolca dua ettim;"Rabbim kızımla beni birbirimize bağışla,kızıma annesinin yokluğunu gösterme" diye...
Bu duruma bugün de şahit oldum..Ben artık söylemicem dedim,ama bu sefer de tv de bir şarkıcı baya duygusal,slow bir parça söylüyor bir baktım Erva bir köşede dudaklarını büzüştürmüş gözlerinden yaşlar dökülüyor,hemen kapadım tv yi..Bilerek de açmamştım zaten,öyle açık kalmış..Ama bunun yanında hareketli oynak şarkılarda da tam tersi bir tavrı var küçük hanımın..Asla yerinde duramıyor,süper oynuyor,kaptırıyor kendini resmen :))

Ben yine şikayetlerime devam edecem ama ileride okuyup belki "ahh ben neler yapıyormuşum,üzüyormuşum annemi"deyip gülsün diye yazıyorum:) Çorap asla giydiremiyorum bu kıza yahu!..Şimdiye kadar bir sorunumuz yoktu çorapla,ama artık rahatsız oluyor ayağında durmasından..Çıkarmasın diye ev patiklerini de giydiriyordum ama artık öğrenmiş ikisini birden çıkarıyor..Ben giydiriyorum o çıkarıyor...Bir de ayak parmaklarının arasını temizlemeyi öğrenmiş.Nerden gördü bunu bilmiyorum, ama çok zevk alıyor küçücük ellerini,küçücük şirin parmaklarının arasına sokmaktan..Parmaklarının arasındaki çorap tüycüklerini, kirleri falan topluyor..Ama ben yapma diye üzerinde durmamaya söz verdim kendime..Ne kadar yapma kızım dediysem hep tersime gitmiştir çünkü...

Hala portakala "ma"demekte ısrarlı..Zamanında mandalinaya "ma"derdi,portakalı da ona benzettiği için ona da "ma"dedi..hala da aynı...portakal diye ne kadar öğretmeye çalıştıysam da başaramadım:) Elmaya da "amna" diyor bu arada..Ne zaman tam çıkaracak sözcükleri merak ediyorum...

3 Mart 2008 Pazartesi

Lunapark

Bir önceki postta acaba kızıma çok mu haksızlık ettim diye düşünüyorum şimdi...Fazla şikayet ettim gibime geldi,ama o andaki halet-i ruhiyemle yazdığımdan olsa gerek...Anladığım kadarıyla iki yaş dönemi çocuklarda görülen "terrible two"dedikleri döneme giriyor artık benim kızım...Biraz araştırma yaptım,sanırım bu yaş grubu çoğu çocuklarda aynı durum görülüyor,aslında okuyunca rahat bir nefes aldım diyebilirim..Sabırla, ve anlayışla bu iki yaş sendromu dönemini atlatacağız Allah'ın izniyle...

Annemden döndük..Normalde her hafta gitmemize rağmen,bu haftaki gidişimiz ikimiz için de daha çok iyi geldi..Erva'da gördüğüm kadarıyla şimdilik geçen haftaki huysuzluğu biraz geçti çok şükür...İnşaallah hep böyle devam eder..

ımmm...enfesmiş:)

Bu bebişler annelerini hep yalancı çıkarıyorlar nedense:P Ne zaman bugün çok huysuzdu,çok ağladı dediysem o akşam babasının yanında Erva çok uslu durur aksine:) Böylelikle ben de yalancı anne konumuna düşerim:))Bebekliğinden beri böyle ama,benimleyken huysuz olan bebek,babasının yanında gıkını çıkartmazdı:)Annemlerle beraberken de aynı durum oldu..Hatta annemlere de anlatığımda Erva'nın anlam veremediğim huylarını "kızım nesi var bunun, o senin hüsnü kuruntun"dediler:) Sanırım nazını anca annesine yapıyor minik hanım...

Havanın da güzel olmasıyla son üç günümüzü hep dışarıda geçirdik kızımla..Artık çok şükür dışarıdayken elimi hiç bırakmıyor,kendince özgür dolaşmak istemiyor yavrum..Bu yüzden de Erva ile dışarıda gezmek artık eskisi kadar zor değil..Hep bu günleri beklerdim,ne zaman elimi tutup gezineceğiz rahat rahat diye...Arabasız bir ortamda elimi tutmasa olur ama,sokakta caddede gezinirken kucağımdan indiremeyordum,pusetinde hiç oturmak istemiyor çünkü...

Bu aralar sürekli bana isimlerini bildiği şeyleri gösterme modunda.."anne bak kuş,anne bak pisi pisi,anne bak hav hav,anne bak abla,anne bak titek(çiçek)..." Durmadan sıralıyor,başına da mutlaka"anne bak" getiriyor gösterirken de..Artık konuşabildiğini kanıtlamaya çalışıyor bana yavrucak:)Geçen gün de yine dışarıdayız,annemler Bakırköy'de oturuyor,havaalanına yakın olmasından dolayı uçaklar çok alçaktan geçiyor orada...Erva da ilk defa uçağı gördü havada, hem de bu kadar yakından..ilk şaşkınlıkla baktı bir süre,nedesem diye düşündü sanırım.."aaaaa anne bak kuş"dedi sonunda:)Ne yapsin kızım,uçan şeyleri şimdiye kadar kuş diye öğrenmişti:)

Önceki gün küçük teyzesiyle beraber lunaparka gittik..Erva ilk defa gördü lunaparkı..Ben korkar binemez öyle hareketli şeylere diye düşünürken annesini yine şaşırttı:)




Tabi teyzesiyle beraber binince daha bir kendine güveni geldi..Çok mutlu oldu orada..Gözlerinin içi gülüyordu minik kuşumun...Teyzesiyle beraber olmaktan da ayrı bir sevinci vardı zaten..Allah'ım seni her daim mutlu etsin yavrum..Gözlerinde beliren mutluluk ışıltıları hiç bitmesin inşaallah!!