14 Mayıs 2012 Pazartesi
PostMorgıç Depresyonu
Kaynak hiçbir zaman arzı karşılayamaz.
Gerekli ve iyi olduğunu ve uzun vadede işe yarayacağını anlarsınız, fakat aman tanrım yolculuk boyunca acı vericidir ve bir muhasebeci tutmak istersiniz.
Yeni arkadaşlıklar kurmak, yeni doğanı aileye tanıştırmak gibidir :
Her zaman köşebaşında konforlu olmayan ve garip ve çok fazla parfüm sıkan, hasta hasta çocuğunu gezdiren biri vardır ve sonra gaz maskesi ile dolaştığınız için siz garip olursunuz (bebek için).
Bavulları açıp yerleştirmek, ağlayan bir yenidoğanı sakinleştirmek gibidir.
Evi yenilemek ve tamir etmek bebek doğduktan sonra kalan vücudunuza bakmak gibidir.
Harika fikirleriniz vardır, ama bu yeri tamir etmek için dünyada o kadar paranız olmaz.
Arkadaşlara ve aileye hoşçakal demek, gençliğinize, mutluluğunuza hoşçakal demek gibidir.
Bebeğiniz olduğunda artık arkadaşlardan geç gelmeler, konserler veya deneysel ilaç denemeleri yoktur, deneysel saçınızı yeşile boyama denemesi yapacak kadar vaktiniz de olmaz, annenizin evine bir koşu gidip ev yemeği yemeler de (çünkü anneniz sizdedir ve kimsenin tam olarak yemek yapıcak vakti de yoktur). Vaktiniz varsa çamaşır yıkarsınız. Tivibu izleyebilirmisiniz? Umarım vakit bulursanız bu gece. Hmm. ZZZ.
Bu deneysel gerizekalı yazıdan birşey anladıysanız bravo. Bakayım dedim aklıma ne gelirse yazayım birşeye benziyecek mi? Hayır benzemedi. Ama yine de bu bana bir ders olsun diye bunu silmek istemedim.
Cnn Türk çalıştığı o ciğeri işten çıkarırsa çok sevinicem. Dalak da olabilir. Mazallah güneşe fazla yaklaşmış.
3 Mart 2012 Cumartesi
Hamile Eşlerine Öğüt
- Sevgilim kabızlığına yardımcı olsun diye ikimize Fii'ye uçak bileti aldım.
- Dışarı çıkıp sana biraz çikolatalı kek alacağım, senin aç olduğun düşüncesi içimi kemiriyor.
- Beni vücut yastığı olarak kullanabilirsin. Biliyorsun hamileliğini inanılmaz çekici buluyorum. Olabildiğince yakın olalım.
- Evet canım haklısın, bebek odası nane rengi yerine çimen yeşili olmalıydı. Hemen tekrar boyayacağım.
- OOH, hayatım bulduğun bebek isimleri inanılmaz güzel.
- Umarım bebek geldikten sonra da çatlakların kalır canım çünkü bence sana çok yakışıyorlar.
- Neden sen oturup Pinterest'de bebek odası fikirleri bakmıyorsun ben çocukları alışverişe götürürüm.
- Ah hayatım hadi bu akşam bebek kıyafetlerini aylarına göre ayıralım ve yerlerine yerleştirelim.
- AAh hayatım nefesin Renee gibi kokunca bayılıyorum.
- Doğum teknikleri hakkında konuşurken ayaklarına masaj yapabilir miyim? Beni çok rahatlatıyor.
-
8 Şubat 2012 Çarşamba
Kokarca Kitap
Sonuç olarak, kütüphaneden kitap alıyorsanız, önce koklayın arkadaşım. Hatta biraz çırpın. Sonra bana teşekkür ediceksiniz.
30 Aralık 2011 Cuma
Yıl Başı Programımız
Yılbaşı gecesi malum gece uzun saatler omzumuzdaki sümükleri silip, ateşölçere bakarak oturacağımızdan güzide çocuklarımız ertesi sabah sakince kalksalar bile anne babalarına kesinlikle seslenmezler. Büyük olan kesin küçüğün altını değiştirir. Kahvaltısını yaptırır. Beraber sessizce ve muhtemel hicbir arbede olmadan uyanmamızı bekleyeceklerdir. Ama siz bu kadar müthiş bir programı kaldıramazsınız. O yüzden size daha sakin bir yılbaşı diliyorum. Yeni yılınız şimdiden kutlu olsun. Bu mutlu tablonun sırlarını merak ediyorsanız özel olarak sonra anlatırım. İyi yıllar.
25 Aralık 2011 Pazar
Ela'nın Meslekleri
15 Kasım 2011 Salı
Toz Körüyüm Ben
Gözlerim inanılmaz iyi görür. Fakat ona rağmen nasıl oluyorsa bilmiyorum ben tozları göremem. Özellikle ev tozlarını.
Annem onun çocuğu olmadığıma yemin ediyor. Annem bir yağ-arayıcı misil gibidir. Bir kırıntı-misil diyebiliriz. Eğer mutfağı temizleme vakti geldiyse - ve her gün onun evinde mutfağı temizleme vakti gelir - tezgahı öyle bir siler ki sanki graniti yenilemişler gibi. Yerel hastanenin eğer elektrikleri giderse hemen hastaları annemin evine ameliyatı devam ettirebilmek için yetiştirebilirler. Şu yere düşen şeyin 5 saniyede alınırsa hiçbirşey olmayacağı kuralına annemin evinde gerek yok çünkü o ikinci saniyede temizlemiş olur.
Siz anladınız onu.
Annem temizlik konusu olunca hızlı ve acımasız oluyor. Annemlerin evine her gittiğimizde manyak gibi hissediyorum kendimi, çünkü elimdeki bir bardağı tek bir noktada 2 dakikadan fazla bırakırsam pufff yok oluyor. ''İşin bitti mi bununla''? - hop alır, sanki masanın altında saklanıyor da biryere bardağı koyduğumda küçük pençesi yetişiyor ve bardak hemen su ile tanıştırılıp evine bırakılıyor. Yemin ederim bazen bana yemek yerken baktığını düşünüyorum. Sanki izliyor ve gözü seyiriyor, sadece çenemin altından tabağı kaçırması ve bulaşık makinasına atması için yetecek zaman kadar başka tarafa bakmamı kolluyor. Sanırım dikkatimi başka yere çekmek için arkamdan odaya küçük paralar atıyor. Tabağımın nereye gittiğini sorduğumda ise bana kafa karıştırıcı lafını söylüyor : ''Tatlı ister misin?'' çünkü biliyor ki çikolatalı browni önerisinin Jeday kafalı kurnazlığına karşı tamamen savunmasızım.
Tersine, ben mutfağı sildiğimde, bu bir taşınma servisi gibi oluyor. Temizleme stilim bir kasırga gibi. Önce kiri yaşadığı bölgeden söküyorum, ve ona yakınlarda yerleşip hatta belki bir aile kurabileceği yeni bir yer seçiyorum. Artı olarak, genelde bu noktadan yeni evine bir iz de bırakıyorum ki bir gün isterse evine dönebilsin.
9 Kasım 2011 Çarşamba
Kaset Mak Gayvırı
Ergenlikte yeni gençliğime geçerken, ÇOK fazla kaset almıştım. Almadıklarımı da, kopyaladım tabii eski sistem. Bir arkadaşın kasetini çalarken veya radyodan. Kaydetme aparatı radyonun içinde bile yokken. Ne komik günlerdi. Bir ''Kaset Teyp Mak Gayvır'' olmuştum. Benim yaşlarımdaki çoğunuz hatırlar. Şarkı ile birlikte annenizin odaya dalıp ''Esraaa'' diye seslenmesini, dolmuş geçmesini, kardeşinizin pırtlamasını da kasete çekersiniz. Radyo'dan kaydederken spikerin arada konuşmasına sinir olursunuz. O zamanlar hiç böyle bir teknolojiyi, tek tuşla istediğimiz müziğe ulaşabileceğimizi düşünmemiştik. Kaydetme işlemi ise şu şekilde olmaktadır. Ela ve Ece bunları okuyunca kesin çok şaşıracaklar. Düşünsenize hiç böyle birşeyin görülmediği bir çağda büyüyorlar.
1. Bir teyp kaydedicisinin yakınına bir RADYO yerleştir.
2. Anteni sabit tutmak için ip, selobant veya sakız kullanabilirsin.
3. İyi bir şarkı çıktığında PLAY/RECORD tuşuna bas ve canlı canlı hiçbir ses çıkmasın diye dua ederek şarkıyı çek.
Evdeki çeşitli sesler özellikle erkek kardeşimin konuşması veya DJ'in araya girmesiyle kesilmiş nerdeyse 200 tane kasetim vardı. Madonna'nın ''La İsla Bonita''sını yakalamak için 6 saat beklemek ve başındaki 30 saniye'de de DJ'in konuştuğu Bolu'dan Fatma'nın erkek arkadaşına söyleyeceği mesajlarla kırpılmasını elde etmek için uğraşmadan düş kırıklığının ne olduğunu bilemezsiniz. Şu an endişe problemlerim varsa, hipnoz yapılsa direk annemin bana Cure'un ''Friday I'm in Love''ının son 20 saniyesinde akşam yemeği için seslendiği o ana bağlanırım.
Gördünüz mü? Terapi ihtiyacınız varsa her zaman annenizin suçu oluyor.
Bir de herkes birbirine bu saçma kasetlerden yapar verirdi. Kız arkadaşınıza, annenize, sevgilinize herkes kaset çekme işiyle uğraşırdı. Bir süre sonra kasetin içinde kaydetme cihazı çıktı ama yine de radyodaki DJ'lerin seslerini kaydetmek zorunda kaldık. Bu sefer de kasetten kasete çekme olayı başladı. Kardeşimle aynı anda iki kasete birden basmaya uğraşırdık. Ne kadar saçma bir gençlik geçirmişiz. Tek tuşla istediğimiz müziğe ulaşma imkanı yok. Ne karanlık çağlarmış. Şimdi sadece tek parmakla ulaşmakla kalmıyor, tek parmakla Justin Timberlake'in akşam yemeğinde ne yediğini hangi donu giydiğini kendi ağzından öğrenebiliyoruz. Teknolojinin nereye gittiğini heyecanla izliyorum. Umarım Steve JobS'ın gidişi bizi yavaşlatmaz. Bir tek tuşla 1000 kalori harcamayı bulamadılar hala koşmak zorunda kalıyoruz. Sanırım bir gün bizim çocuklar da bugünlere karanlık günler diyecek. Ne dersiniz, daha neler çıkabilir.
21 Ekim 2011 Cuma
2 Çocukla Ayakkabı da Alma!!! Sakın!
1. Kimse iki çocukla ayakkabı almaya gitmemeli.
2. Ayakkabı kutuları birbirine çok benziyor. Bir çok kere yanlış kutuya yanlış ayakkabı tekini koymuş olabilirsiniz. Satıcı bunu pek de yardımcı bulmaz diyebilirim.
3. 13 aylık Ece dükkandan çıkıp AVM'ye doğru 37 defa kaçabilir.
4. Stride Rite küçük çocukları geri zıplatan bir kapı yerleştirmeli kapıya. Gerçekten.
5. Ece'nin her ayakkabıya sığmayan tombiş ayakları var. O ayakları seviyorum.
6. 13 aylık Ece her ayağını bir ayakkabıya sokmak istediğimizde ağlayabilir ve ayaklarını kasıp sokturmayabilir.
7. 3 yaşındaki kızım beni kesinlikle alakasız ayakkabılar almak için ikna etmeye çalışabilir.
8. Bir noktada, vazgeçip ayakkabısız ayrılmayı düşünebilirim. Bir daha bunu yapmayacağıma da yemin edebilirim.
9. Bazı kritik karar noktasında, 3 yaşındaki kızım umutsuzca tuvalete ihtiyaç duyabilir. 2 kere gidilip gelinebilir. Ayakkabı kutuları 3 kere devrilebilir.
10. Mağaza reklamları ''Bir alana ikincisi %50'' dediğinde mağazadaki dekorlardan bahsetmiyor.
11. Biliyorum çünkü sormak zorunda kaldım.
12. Eminim bizimle ilgilenen satıcı bayan biz gider gitmez bir içki için dışarı çıkacaktır.
13. Yeni ayakkabıdan sonra eve gelindiğinde, farkedebiliriz ki ki çocuklar hiçbir ayakkabıyı çorapları ile denememişler. Mağazadan çorap almış olmamıza RAĞMEN.
14. Ayaklarımıza ayakkabılar olacak diye yemin edebiliriz. Ama tekrar oraya dönmeyiz. Yaşasın internetten alışveriş.
11 Ekim 2011 Salı
Küçük Çocuklar Aşağılıklara Karşı II
Daha önce birincisini yazdığım bu bölümün 2. kısmı aşağıda.
1. Birisi elinize çiğnenmiş yemek çıkarır.
2. Birisi burnundan çıkardığını duvara, koltuğa, bir arkadaşa sürer.
3. Birisi siz konuşurken ağzınıza öksürür.
4. Birisi kiloduna kaka yapana kadar ''osuruk yarışması''na katılır.
5. Birisi bütün yol boyunca arka koltukdan kontrolsüz bacaklarla sizi tekmeler.
6. Birisi temiz ütülenmiş çamaşırlara dalıp birbirine katar.
7. Birisi senin tabağındaki yemeğe sormadan elleriyle dalar.
8. Birisi masalara, dolaplara, yerlere, kendisine elindeki her türlü kalemle çizer.
9. Birisi 2 dk dayanıp evdeki tuvalete gitmek yerine evin arka bahçesine çiş yapar.
10. Birisi tuvalete kendi çişini döker ve buna ''yardım etmek'' der.
11. Birisi sabah 6'da odanıza geliyor, sizi yatağınızda zıplamak suretiylen uyandırıyor ve biran önce kalkıp ona kahvaltı hazırlamanızı talep ediyor. Sonra iki ısırık yiyip doydum yiyor.
12. Birisi gecenin bir yarısı çığlık atıyor. Ne oldu diye acilen gidiyorsunuz ve öğreniyorsunuz ki o birisi sadece susamış ve su istiyor.
13. Birisi kakası bitince size bağırıp poposunu silmenizi istiyor.
14. Birisi araç gereç kullanabildiği halde, çatal kaşıkları yere atar ve çıplak ellerle yer. Bu gevrekli süt ve fırında makarnayı da içerir.
15. Bu aynı insan yemeğini masa ve sandalyeye siler, biraz yere atar, biraz saçına sürer ve biraz da yetişebildiği bir insanın omzuna siler.
16. Alçak ses? Alçak ses de ne? Ortam ne kadar sessizse bu insan o kadar yüksek sesle konuşur.
17. Restoran gibi bir kamu alanındasınız. Bu insan destansı bir kriz çıkarıyor. Bağırıyor, çığlık atıyor, ağlıyor. Orda kalmayı talep ediyor, dinlemeyi reddediyor ve tekrardan bağırıyor. Ağzını kendinden büyük açarak.
19. Birisi kişisel eşyalarını alıyor ve evinizin heryerine spontan bir şekilde bırakıveriyor. Eşyalarını toplamasını söylediğinizde sizi görmezden geliyor, akıllıca birşey söylemezseniz yine ''ağlama'' başlıyor. Sonunda siz onun eşyalarını topluyorsunuz.
20. Birisi sizin hakkınızda tamamen yabancı insanlara sırlar, yalanlar veya kişisel bilgiler söylüyor. Mesela kapı çalıyor, kargocu geliyor çocuğunuz sizin kaka yaptığınızı söyleyebiliyor. Öyle olmasa da.
Liste büyüyebilir. Sizin eklemek istediğiiz var mı?
22 Eylül 2011 Perşembe
Herpes'i Evlat Edindik
Eğer bir çocuğum daha olmazsa bir daha herpes bizi böyle vuramaz dedik ama o kadar çok adımızla anılır oldu ki kıyamadık evin 5. ferdi olarak evlat edindik. Herpes .....gan oldu ismi. Ece'ye bakıma da yardım edicek. Bize çektirdiği zulüm dolu günlerin anısına. Size gelirse bana haber verin çocuğum artık bir kulağını çekerim.
14 Haziran 2011 Salı
Kreatif 3 yaş Dönemi
Yani, çocuğunuz yazın Temmuz ayında kadife bir sweat shirt ve mor ekoseli bir pantolon (neden birinin mor ekoseli pantolonu olur onu da bilmiyorum) sarı dize kadar çoraplar, kar botları ve bir taç giymek isteyebilir. Bir ebeveyn olarak savaşlarınızı seçmeniz gerek. Genelde enerjinizi çocuklarınızın arabanızdan çıkardığı parçalarla bir uzay gemisi yapmak veya oje ile kapı kolunu boyamak istediği gibi daha ciddi durumlara saklamak en iyisidir. ''Kızkardeşime kokan çorabımla devamlı vurma'' savaşı veya ''ama bana devamlı bakıyordu'' savaşı verdiğiniz emeğe değmez.
17 Mayıs 2011 Salı
Kısa Kısa - 17 Mayıs
10 Mayıs 2011 Salı
Skali ve Maldır
4 Mayıs 2011 Çarşamba
Son Diyaloglar
3 Mayıs 2011 Salı
Ben Eğileyim Sen Bana Vur
Ela'nın yatma zamanından önce soyunup manyaklar gibi koşturduğu yeni bir hobisi var. Çişini yaptırıp, ellerini yıkayıp yatağa götürmek işkence oluyor. Gerçekten. Bu bilgi almak için mahkumlar üzerinde kullanılabilir. Bir küçük çocuğu versinler ellerine yatır bunu desinler. Hepsi pes eder.
Bugün bu rutine bombastik bir element ekleyip yüzüme bir tekme attı. Ben onu yatırmaya çalışırken ayağı çenemle tanıştı. Sert. Gözüme yaş geldi ve boğazıma da bir çığlık.
Sesimi daha önce hiç duymadığı bir desibele yükselttim ve sonra ne yaptı biliyor musunuz? Bana güldü.
Kim yapar bunu? Kim yüzünden milim uzaklıktan bir çığlık duyar ve sadece güler?
Dinginlik şimdi, sakinlik şimdi, huzur şimdi