Aylar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aylar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ocak 2010 Pazartesi

bişey sorabilir miyim?

cumadan bu yana bir garip haller içerisinde minik adam, uyku uyumuyor, sürekli huysuzlanıyor.
haftasonunu alışılmışın dışında biraz zor geçirdik, tam anlamıyla bir türlü mutlu edemedik.
ama çok da üzülmedik bu duruma, sonuçta çocuk bu anı anına tutmaz ki dedik!
yinede içim el vermedi ve bu sabah erkenden karlı yollara düşüp dr Alev teyzesini görmeye gittik.
odaya girer girmez delicesine ağlamaya başladı, çok zor zapt ettik, boynuma sarıldı sürekli.
gerçi bu çok sağlıklı bir tepkiymiş, doktordan korkması çok doğalmış, bilmiyordum...
bu ay hem kilo almış 11,5kg olmuş hem de boyu uzamış ve 80cm olmuş.
genel olarak herşeyi yolundaydı sadece hafif bir nezle başlangıcı olduğunu öğrenince rahatladım biraz.
nezlesi ilaç ve birden kabaran poposu içinde kremler yazdı Alev teyzesi:)
.
seviyorum minik adamın doktorunu, bizi iyi anladığını ve ne isteğimizi bildiğini düşünüyorum.
doktor ne derse onu yaparız gibi bir yaklaşımımız yok ama bir bilene de sormak lazım dimi?
muayenede konuştuğumuz konulardan biride televizyondu, her seferinde "kesinlikle iki yaşına kadar televizyon izletmek yok" der.
son bir aya kadar bu kuralda bir sorun yaşamıyorduk ama çok hasta olduğu bir akşam babytv açtık,
Egg Birds çizgifilmini izledi ve o zamandan beri müptelası, onlardan sebep günde yarım saat tv izler oldu.
anlattık durumu dr. Alev' e ama bu kadarı bile zararlıymış...

fotoğraflarda minik adam televizyon seyrediyor, bırak göz kırpmayı nefes bile almıcak nerdeyse...
tvnin önünden geçen olursa da "yarım saatlik iznim var, çekil" diye kızıyor resmen...
korkutuyor beni bu hipnotize olmuş bakışlar ve bu tarz...
olay televizyon olunca bizde böyle, sizde durum nasıl?

3 Ocak 2010 Pazar

Yeni yılın ilk günleri...

yılbaşını ailemle kutlamayı seviyorum ben, son 10 yıldır böyle.
yine kalabalık bir yemekten sonra daha da kalabalıklaştık tabi,
bol eğlenceli, kahkahalı, dans etmeli bir gece geçirdik.
yeni yıla beraber, mutlu ve eğlenerek başladık, devamı da böyle gelsin dedik:)
.
cuma günü yılın ilk doğum günü partisine davetliydik.
minik kuzu Elif kız birinci yaşına girdi, hediyemizi aldık kutlamaya katıldık.

çok cici bir pasta ve leziz yiyecekler eşliğinde keyifli bir aile ortamında kutladık kızımızın doğum gününü.
minik adam biraz huysuzlandı önce ama oyuncak atı görünce yelkenleri suya indirdi hemen.
bütün bir kutlama boyunca tepesinden inmedi,
dün sipariş verdik, kahverengisi için, gelirse bakalım, çook sevinecek eminim.
.
hareketli iki gün geçirdikten sonra cumartesi biraz başbaşa kaldık minik adamla.
hem ev yapımı oyuncaklarla hemde yeni yıl hediyeleri ile oynadık.
yelken oyuncaktan verdiğim siparişlerim iki gün içerisinde elimize ulaşmıştı.
ancak yaş olarak biraz büyük aldığım için alıştırma turları yaptık,
oyuncaklardan birinin parçalarını daha önce ponponlar ile oynamak için hazırladığım kartonunun üstüne yerleştirdik.
aynı aktiviteyi dört farklı renk kullanarak yeni hazırladığım kartonun üstüne de yerleştirdik.
bu aralar renkler üzerine yoğunlaştık, hadi bakalım...

minik adamın yeni yıl hediyeleri arasında üç tane de puzzle var.
teyzoşu ve ananesi birbirlerinden habersiz sesli puzzle almışlar.
soldaki Melissa&Doug 'un çiftlik hayvanları, inek sesinden korktu minik adam ama pisinin hatırına oynuyoruz.
sağdaki ise Tchibo' nun sesli yılbaşı puzzle, bunda da hem arabaya hem pisiye bayıldı.
üçüncü puzzle dayısından ama daha onunla oynamaya başlamadık.
sonraki haftalarda oynamak için diğerlerinin yanına kaldırdım.

.
ayın üçü oldu bile, minik adam bugün tam 16 aylık oldu.
10 kelime konuşuyor ama derdini anlatmak için daha çok parmağını kullanıyor.
evin muhtarı gibi, O' dan habersiz hiçbişey yapılmıyor.
çamaşır&bulaşık makinası boşaltıyor, çamaşır asıyor&topluyor, buzdolabını karıştıyor,
yürümüyor koşuyor, kumandaları kullanabiliyor, getir-götür işi yapabiliyor:)
şimdiyse yatağında mışıl mışıl melek gibi uyuyor ve annesi O' nu çoook seviyor...

19 Ekim 2009 Pazartesi

Ortalarda yokuz ama nerelerde olduğumuzda meçhul?

kaç gündür pek sesimiz çıkmıyor...
ailece yoğun bir dönemdeyiz galiba:)
bir ara sadece bu üç hafta geçsin bana yeter diyordum ama
haftalar bittikten sonra pek de yetmediğini anladım...

plaza insanları diye bir kavram var, belki biliniyordur,
sabah girerler ofise akşam zor atarlar kendilerini dışarı bazen de atamazlar,
onlardan biri olma yolunda mutsuz mutsuz ilerliyorum...

sevgilim de ciddi oryantasyon bozuklukları başladı,
birbeşyüz parçaya bölünmekten olsa gerek...

minik adamın son zamanlarda keyfi yerinde, 9. dişini çıkartıyor.
geçen hafta üst damağında morarmış koca bir şişlik görünce baya bir şaşırdım.
bahane oldu doktor Alev' e gittik.
bir ilk daha, artık böyle çıkabilirmiş dişleri.
bu arada uzamış boyu, 78cm olmuş, kilosu da 10,400 gr.
herşey yolunda O'ndan yana, çok şükür...
daha fazla konuşmaya başladı, kendince dayı, teyze, tilki, karga diyo,
yemek istediği şeyleri gösteriyo,
yanımıza oturup kitap okutturuyo, resimlerini inceliyo,
puzzle, ikea oyuncaklarından bunu ve bunu, bir de arabalarını çok seviyo,
biraz daha bebeklikten çıktı sanki, artık baya baya çocuk gibi davranıyo....



Saçlar da baya uzadı...

3 Ağustos 2009 Pazartesi

11. Ay...

Bu minik ayaklar 19 numara...
Şaka gibi, 19 :))
Etrafında daha önce bu kadar küçük bebek olmayan biri olarak 19 numara ayak daha önce hiç duymamıştım...
Hatta çocuk ayakkabılarının 18 numaradan başladığını da bilmiyordum...
Bizim ki 19 numara:)
Gün gelecek bu minik ayaklar büyüyecek...
25 olacak, 35 olacak, 45 olacak...
Yazarken bile garip geldi...
Büyüyecek... :)
Ama şimdilik minik ayakları ve küçük kepçe elleriyle benim ana kuzusu oğlum O...
Ve bugün 19 numaralık ayakların sahibi tam 11 aylık oldu...
Ananesi ile beraber oğluşumu-4 gözle beklediğim- tatil öncesi kontrolüne götürdük...
Tatlı kuşum 520gr almış ve 10kg olmuş,
boyu 1,5 uzamış ve 74cm olmuş,
ve baş çevresi 0,5cm büyümüş ve 46cm olmuş...
Alev teyzesi, gelişiminin çok iyi olduğunu, herşeyin yolunda olduğunu söyleyince çok mutlu olduk...
Artık tatile içim rahat gidebiliriz ;)

***
Seni çok seviyorum can oğlum...
Han-neh diyen dillerini yesinler...

5 Temmuz 2009 Pazar

10. Ay...

Canım oğluşum artık 10 aylık oldu....
Bugün oğluşumu Yasemin teyzesi ile beraber rutin kontrolü için Dr. Alev' e götürdük, her zamanki gibi çok pozitifti oğluşumun doktoru ;)

Tatlı kuşum muayene ederken 1 dk yerinde durmadığı için muayene kısmı biraz zor oldu:) Kuzum, bu ay 480 gr almış ve 9,480 gr olmuş, boyu 2,5cm uzamış ve 72,5 cm olmuş ve baş çevresi 0,5cm büyümüş ve 45,5cm olmuş. Yemek düzenini günde 500-750cc arasında süt ve süt ürünleri almaya devam edecek şekilde düzenledik. Tatlı oğlum yaşına kadar olması gereken aşıları yapıldığı için bu kontrolde aşı vurulmadı, birkaç ay rahatız:D

***

Canım oğluşum artık 10 aylık oldu.... 10 ay...

Zaman çok hızlı geçiyor, gerçekten, eğer hızlı geçtiğini düşünüyorsanız birde çocuk sahibi olun diyorum :)) Aslında
her çocuğun kendini yaşadığına inanan biri olarak bu tarz yaklaşımlarda bulunmak hiç tarzım değildir ama konu zamana gelince sanıyorum bu genelleme doğru olur.

Bu dünyalar güzeli bebek hayatıma girdiğinden beri hayat başka bir zaman kavramını yaşıyorum sanki. 10 ay ne çabuk geçti, sanki daha dün karnımdaydı, tanıştık, koklaştık, sanki daha dün göğsümdeydi, mini mini tulumların içindeydi, sanki daha dün yeni yeni emekliyordu... Şimdiyse el sallıyor, el çırpıyor, ba-ba-ba diyor, pire gibi hızlı emekliyor, tek başına 1 adım atabiliyor, gülüyor, oyunlar oynuyor, şımarıklık yapıyor...

Gerçi hiçbirşey yapmasada sadece nefesini dinlemek bile beni dünyanın en mutlu insanı yapabiliyor....

Tatlı bebeğim hayatıma gireli 10 ay oldu...

30 Mayıs 2009 Cumartesi

9. Ay...

Zaman su gibi geçti ve canım oğluşumu 9. ay kontolü için tatlı doktoru -ya biz gerçekten seviyoruz bu kadını ;)- Alev teyzesine götürdük. Çok şükür bir problem olmadığı için gönül rahatlığıyla gidiyoruz, sadece rutin muayenesini ve aşısını oluyor oğluşum.
Her sabah olduğu gibi bu sabahda çok mutlu kalktı bebeğim, erkenden babasıyla parka gitti. Yürüyüş yapmışlar, kedilere, kuşlara bakmışlar ve sonrasında minik kuşum eve dönerken uyumuş. Aldığı temiz havanında etkisiyle karnı iyice acıkmış olucak kahvaltısını güpür güpür götürdü maşallah.


Kahvaltımızı ettikten sonra güzel güzel giyindik ve üçümüz Dr. Alev' i görmeye gittik...
Eveett muayene sonuçları: 1 dakika yerinde durmamasına rağmen kemikleri et tutmuş -rahmetli ananem çok söylerdi bu lafı, bende yerimde durmazdım da:)- 500gr almış ve kilosu 9,000gr olmuş. Boyu geçen aya göre 1cm uzamış ve 70cm olmuş. Baş çevresi de 1 cm büyümüş ve 45cm olmuş.

Alt dişlerinin çok iyi durumda olduğunu ve üst dişlerinin çıkmasına az kaldığını söyledi. Gerçi geçen ay bekliyorduk ama olsun ne kadar geç çıkarsa o kadar iyi, vücudu dişe giden kalsiyumu kemiklere gönderiyormuş. Sonrasında yemek düzeni ile ilgili biraz konuştuk, sabah kahvaltısında omlet, tuzsuz zeytin, domates ve salatalık -ara ara veriyordum zaten- yiyebilecek, öğle yemeğine de sarımsak -kokuyo biliyorum ama bazı yemeklerde onsuz olmuyo:)- koyabilirmişiz. Ama en önemlisi artık yemeklerini rondodan geçirmek yerine çatalla ezeceğiz, bebişler büyük parçaları çiğnemeyi ve ağızlarında dilleriyle döndürmeyi öğrenirken aslında konuşma egzersizleri yaparmış, ne kadar çabuk böyle yemeye alışırlarsa o kadar çabuk ve rahat konuşurlarmış. Bakalım, inşallah sorunsuz -az sorun diyelim daha gerçekçi olsun;)- geçiş yapabiliriz çünkü üst dişleri özellikle son zamanlarda çok zorluyor. Oyuncaklar ile ilgili de konuştuk biraz, bu aralar zaten almaya ara vermiştim, evdeki eşyalar ile oynamasının yaratıcılığını arttıracağını ve çevresindekilere daha çabuk tanıyacağını belirtti, np:). Yürüteç veya oyunparkına iki tarafta karşı, kısıtlamalara hayır durumu ;)

Babasının kucağında muayenesini tamamladıktan sonra sıra geldi aşısına, bu ay Hepatit B aşısını oldu oğluşum, pek ağlamazdı bebeğim ama uykusu da gelmişti zaten aşıdan sonra bol bol ağladı...

Uyuması ve dilenmesi için eve döndük, ananesi ile yoğurdunu yedi, oynadı oynadı. Akşam üstüne doğru babasının iş çıkış saatinde onu karşılamak için parka gittik...

Can kuşum salıncakta sallanmayı çok seviyor, ne arabasında ne de mama sandalyesinde 1dk durmayan çocuk iş salıncağa gelince kuzu gibi baksanıza ;)

**Canım oğluşum, beraber gezdiğimiz dönemleri saymazsak nerdeyse dokuz aydır birlikteyiz, seninle hayatım, hiç olmadığı kadar mutlu, dolu, hareketli ve paha biçilmez. İyi ki varsın ve benim oğlumsun...**

30 Nisan 2009 Perşembe

8. Ay...

Canım oğluşumu 8. ay kontrolu için doktoru Alev teyzesine götürdük.
Bir önceki kontrolünde 20 gün sonrası için hem idrar hemde kan tahlili istemişti. Önce onları yaptırmak için Kadıköy'de Sonomed Tanı Merkezine gittik. Geçen ay kendime tahlil yaptırmak için gitmiştim ama oğlanla nasıl olur diye endişelenirken pekte düşündüğüm gibi geçmedi. Ortam çok temiz, laboratuar elemanları da dahil çalışanları hızlı, güler yüzlü ve ilgililer. Kan tahlili kısmı biraz zordu, damardan almadılar onun yerine parmakçığının ucunu delip tüpe boşalttılar, içim cız etti, çok ağladı, uzun süre bağırdı. Sonrasında idrar tahlili için poşet yapıştırdılar, bekliyoruz bekliyoruz yok, su içiriyorum, uykusu geldi pışpışlıyorum, neyse azıcıkda olsa yapınca hemen çıktık. Tahlil sonuçlarını bekleyip vakit kaybetmek istemedim nasıl olsa doktorun ofisine fakslatıcaktım, zaten oğluşum da yolda uyuyakaldı...

2 gün sonra Alev teyzesini görmeye gittik, babası gelemedi, Yasemin teyzesi geldi O'unu yerine..
Eveet muayene sonuçları: Emeklemeye başlamasına rağmen -bu konuyu daha sonra detaylandırıcam- 540 gr almış ve kilosu 8,500 gr olmuş. Boyu geçen aya göre 1cm uzamış ve 69cm olmuş -göbüşe ve gıdığa gitmiş yedikler:)-. Baş çevresi de 1 cm büyümüş ve 44cm olmuş. Çıkan 2 dişinin durumunun iyi olduğunu ve üstteki dişlerinin şiştiğini yakında geleceklerinin müjdesini verdi.

Dr. Alev muayeneye kucağımda devam etmek zorunda kaldı çünkü bizim oğlanı etrafta karıştırabileceği o kadar malzeme varken zapt etmek mümkün olmadı. Yemek düzeni ile ilgili bir değişiklik yapmadık, alması gereken besin ve kalsiyumu alıyormuş. Ayrıca kendi kendine koltuğa tutunarak ayağa kalkma, yavaş yavaş sıra gezme gibi yürüme aktiviteleri başladığı için ayakkabı giydirmeye gerek olup olmadığını sorduğumda çorabın yeterli olduğunu söyledi. Araştırdığımda çorapla yürümenin bebeklerin hem işini kolaylaştırdığını hemde ayakları için daha sağlıklı olduğunu öğrenince içim rahatladı.

Sonrasında sıra aşısına geldi. Bu sefer karma aşı oldu oğlum ama çok şükür geçen sefer ki kadar çok ateş yapmadı, ilaç verme taraftarı olmadığım için ateş düşürücü vermeme gerek kalmadı. Canım benim yaa...

Bu arada araştırmalarım sonucunda Anne ve Bebek dergisininden ayakkabı kullanımı ve seçimi ile ilgili süper bir yazı buldum:

Ayakkabı konusunda bilmeniz gerekenler:

Bebeğiniz ilk adımlarını 9-15 ay arasında atmaya başlar. Bu yüzden ona yumuşak ve bileği iyice kavrayan yüksek bileklikli bir ayakkabı almalısınız, bileğinin sağlam bir destek aldığını hisseden bebeğiniz adımlarını daha rahat atar. İlk adım ayakkabılarının özellikle ortopedik olmasına dikkat edin, ortopedik ayakkabılar ileride bebeğinizin yürüme bozuklukları ile karşılaşmasını en az indirecektir. Ayakkabının topuğunun alçak olmasına ve bebeğinizin ayağına tam oturmasına dikkat etmelisiniz ayrıca derisi yumuşak olmalı, şekli ayak ve parmaklarının şekline uyum sağlamalı. Burun kısmı sivri değil yüksek ve köşeli olmalı ve ayakkabının üst kısmı hava alabilmeli, üstü plastik ya da suni deriden yapılmış ayakkabılar ayakların hava almasını engeller ve nem tutmasına neden olur bu yüzden alacağınız ayakkabının gerçek deri veya çadır bezinden yapılmış olmasına dikkat edin. Bebeğinizin ayakkabısı hafif olmalı nasıl adım attığını yeni yeni öğrenen bebeğiniz için ağır bir ayakkabı onun işini daha da zorlaştıracaktır. Ayakkabı çocuğunuzun ayağına uygun olmalıdır,dar gelen ya da gelecek sene de giysin düşüncesi ile büyük alınan ayakkabılar çocuğun ayaklarının su toplamasına, takılıp düşmesine yol açar, büyük ayakkabılar yürümeyi zorlaştıracağından bebeğinizin yürümeyi öğrenmesini de geciktirebilir. Ayakkabının tabanının esnek olmasına dikkat edin. Ucunu zorlanmadan 40 derece bükebilmelisiniz. Ayakkabının tabanları, ne çocuğunuz yürürken onun kaymasına neden olacak kadar kaygan ne de ayağını yerden kaldırmasını zorlaştıracak kadar zemini kavrayan tipte olmalı eğer aldınız ayakkabının tabanı kaygansa zımpara kağıdı ile pürtüklü hale getirebilirsiniz ya da tabana birkaç şerit yapıştırabilirsiniz.

Ayakkabı seçimi nasıl yapılmalı:

Ayakkabının çocuğunuza uygun olup olmadığını parmaklarınızla kontrol edebilirsiniz, bunu en geniş olduğu yerden dış kenarını sıkarak ayağın ayakkabı içindeki durumunu anlayabilirsiniz. Eğer ayakkabıyı iki parmağınızın arasında rahatlıkla kavrayabiliyorsanız ayakkabı çocuğunuz için çok geniştir, hiç kavrayamıyorsanız ya da parmağınızı ayakkabının kenarı boyunca gezdirdiğinizde çocuğunuzun serçe parmağını hissediyorsanız ayakkabı dardır. Ayakkabıyı giydirdiğinizde ayakkabının ön kısmına elinizle bastırın eğer bir parmak boşluk hissediyorsanız ayakkabı çocuğunuz için uygundur. Ayakkabının çocuğa uygun olup olmadığını topuk kısmından da kontrol edebilirsiniz, serçe parmağınızı topuk kısmına soktuğunuzda parmağınız hiç girmiyor ya da zorlanıyorsa ayakkabı küçüktür ve çocuğun topuğuna sürter. Eğer parmağınız çok rahat hareket ederse bu sefer ayakkabı çok bol demektir, ayakkabıyı çocuğunuza mutlaka ayaktayken denetin. Çocuğunuz tek başına yürüyemiyorsa birkaç adım atmasına yardım ederek ayakkabı ile rahat adım atıp atmadığını kontrol edin. Adım atarken ayaklarını yerde sürüklemediğinden, ayakkabıların çocuğa ağır gelmediğinden emin olun. Ayakkabı ile giyeceği çoraba da dikkat edin, çorap ne çok kalın ne de çok ince olmalı. Ayakkabıyı denetirken çocuğunuzun parmaklarını ayakkabı içinde kıvırmadığından emin olun. Ayakkabı giymeye alışık olmayan ya da nazlanan çocuğunuzun baldırını ovalarsanız kasları gevşer ve ayak parmakları açılır. Son olarak bebeğinizin ayakları hızlı büyüdüğü için ayakkabısını belli aralıklarla kontrol etmeyi ihmal etmeyin, ayakkabının dar geldiğini fark ettiğinizde mutlaka değiştirmelisiniz.

8 Nisan 2009 Çarşamba

7. ay

Canım ogluşum 7 aylık oldu...

7 ayı düşününce bişeyler yazsam dedim ama hangi birini seçeceğime karar veremedim. Hızlı hızlı geri sardım oğluşumla birlikteliğimizi ve ilk aklıma gelenler: ameliyathane asansöründeki korkum, titreyen bacaklarım, odaya döndüğümde gördüğüm annemin gülümsemesi ve başımı okşayan sıcak elleri, oğluşumun gelmesi ile etrafa yayılan tatlı heyecan, ilk defa karşılaşmamız, koynumda yatarken hissettiğim mutluluk, mis kokusu, yumusak teni, babasının kollarında yatışı, aşkım eşimin duygusallığı, oğluşumun emme çabası, ertesi sabah yüzüne vuran güneş ışıkları, ilk banyosu, uyurken dudaklarını uzatışı, eve gelişimiz, yatağına ilk yatışı, uyanırken gerinmesi ve çıkardığı garip sesler, yarı 40 uçurtması ve Figen, 40 uçurtması ve Esin teyze, büyük teyzeme ilk gülüşü, meleklerine bakışı, gece uyanışlarım, ağlamalarım, sevincim, aşkım, emzirmem, banyoları, aşıları, 6 aylıkken biten anne sütünden mamaya geçişi, meyvesi, yogurtu, sebzesi...

...

Zaman ne kadar da çabuk geçiyo...

Ara ara dünyaya ilk gözünü açtığı , ilk kucağıma geldiği, babasını ilk gördüğü videoları izliyorum ve ağlıyorum. Ağlıyorum diyorum ama üzüntüden değil aksine mutluluktan ağlıyorum. Sebebini biliyorum da bilmiyorum sanki.

Çok duygusallaştım yine... Hormonlar süper çalışıyo yani:)

Neyse...

Her sabah olduğu gibi erkenden kalktı oğluşum, sağolsun şaşmaz çalar saat gibi saat 7 de hayata gözlerini açıyor.

Ama bugün diğer günlerden biraz farklıydı, oğluşumun 7. ay kontrolü için Alev teyzesi ile randevusu vardı. Eşim ve ben aslında (çok şükür) herşeyin yolunda olduğunun farkıdayız ama Dr. Alev' de onaylayınca içimiz rahat ediyo sanki. Seviyoruz oğluşumun doktorunu, insana huzur veren bir tarzı var.

Muayene sonuçları: oğluşum bu kadar harekete rağmen 550 gr almıs ve kilosu 7,960 gr olmuş. Boyu gecen aya göre 2,5cm uzamış ve 68 cm olmuş. Baş çevresi de 1 cm büyümüş ve 43cm olmuş. Alev teyzesi oğlumun emekleme çabalarını, çıkan 1,5 dişimini, 1 dk yerinde durmayan hareketli halini çok iyi buldu.

Hoppala ve yürüteçi hem yürümesini geciktirebileceği hemde ev kazalarına sebep olabileceği için önermedi, bizde hak verdik. Ayrıca sabahları kahvaltı için yumurta, tuzsuz beyaz peynir ve tam buğday ekmeği , öğle yemeği içinde sebzesi ile birlikte 80 gr buharda pişmiş yağsız etten çekilmiş kıymasını vermeye başlayacağımızın müjdesini verdi. 20 gün sonrası için kontrol amaçlı kan ve idrar tahlili istedi.

Bir de oğluşum 5' li karma aşısını oldu. Diğer aşılarının aksine bu aşı biraz ağır geldi ve akşam ilk defa ateşlendi. Daha fazla yükselmesin diye soyduk ve ateş düşürücü verdik...

Ben küçükken bir çizgifilm vardı Heide diye.. Peter, Clara ve Heide' nin Alp' lerdeki maceralarını anlatıyordu. Çok severdim, ogluşumun kızaran elma yanakları bana onları hatırlattı... (Bu arada elinde de yüz kremi var:))

Canım oğlum benim ya kim bilir sen büyüdüğünde nasıl çizgi filmler olucak? Beraber keyifle izleriz artık:D