
Bir süredir kafam epey karışık. O yüzden bilgisayarı bile açmıyorum desem yalan olmaz. Daha doğrusu açtığım zamanlarda da tek yaptığım okul araştırmak.
Oğlum inşallah bu yıl ilköğretime başlıyor o yüzden tatlı bir telaş içindeyiz. Gelmez sanılan günler gelip çattığında insan ne yapacağını şaşırıyor.
Şu an oturduğumuz muhite yaklaşık 4 yıl önce taşındık. Dolayısıyla çevre hakkında pek bilgimiz yok. Ufak tefek fikir alışverişi yaptığımız insanlar var elbette ama yine de çok karışık bir şehir.
Öyle Anadolu şehirleri gibi değil. Yerlisi belli, yabancısı belli, esnafı belli filan değil yani. Ya da biz sonradan bu curcunaya katıldığımız için böyle. Neyse konu uzadı gitti, ne diyordum ben?
Oğlumun okulu için ona sor buna sor bayağı bunaldık. Anaokulunu özel bir okulda okudu. Ama ilköğretime MEB'de devam edecek inşallah. Özel okulların fiyatları belli maalesef. O yüzden özele devam edebilme ihtimalimiz yok.
Her şeyde olduğu gibi eğitimde de eşitsizlik ilkesi devam ediyor. Özel okullarında, milli eğitiminde artı-eksi pek çok yanı var biliyorum Ama annelik işte çocuğu için herşeyin en güzelini istiyor. Devlet okuluna verecekseniz mutlaka iyi bir öğretmen bulun yeter deniyor. İyide iyi öğretmen nasıl bulunur, alnında yazmıyor ki.
İnsanın kafası öyle karışıyor. İlköğretim, temellerin atıldığı karakterinin sosyal hayatının şekillendiği bir dönem. Her anne baba çocuğunun en sağlıklı, güvenilir ve kaliteli eğitimi almasını ister. Bilgisayarlı sınıflar, laboratuvarlar, araştırmalar, görsel ve algısal yeteneklerini ve özgüvenlerini geliştirecek, sanata ilgilerini uyandıracak öğretmenler ister. Bire bir eğitim ister.
Devlet okullarında maalesef maddi imkansızlıklar yüzünden bunların pek çoğu es geçiliyor. Öğretmenler zaten geçim derdinde yoksa hepsinin idealist olduğunu düşünüyorum ya da öyle düşünmek istiyorum.
Milli eğitimde bazı okullar güzel diyorlar ama orada da ikametgah sorunları var. Belirli muhitlerde toplanmış bu okullar.
Oysa Milli Eğitim kayıt iznini evine en yakın okula veriyor. Bu da ayrı bir problem.
Bir de sağolsun medya sayesinde paranoyaklık sınırında dolaşıyoruz. Etrafımızda bir sürü ne olduğu belirsiz insanlar var. Her gün kötü haber vahşet psikolojimizi bozuyor. Bu yüzden arkadaşları nasıl olacak, öğretmeni onu nasıl yönlendirecek, Milli eğitimde bir öğretmen çocuklarla bire bir ilgilenebilir mi? falan filan. Liste uzayıp gidiyor.
Ama dediğim gibi özel okullarda okuyan çocuklarda da sanki bir doyumsuzluk ya da şımarıklık var.
Dershanede öğretmenlik yaptığım zamanlarda çocuğum olursa kesinlikle özel okula vermem diyordum, rahatlıklarından illallah demiştim çünkü. Ama şimdi iş başa düşünce acaba diyorum özgüvenleri mi bana şımarıklık gibi geldi? Belki rahat bir eğitim ortamında yetiştikleri için farklıydılar ?

O yüzden insan milli eğitim okullarında da aynı kaliteyi, aynı ilgi ve özeni bekliyor. En korktuğum şey de ilgisiz bir öğretmen, kalabalık sınıflar ve kötü arkadaşlar :( İnşallah hiçbiri olmaz.
İnşallah herşey çok güzel olur. Güzel ülkemin tüm çocukları eşit seviyede eğitim alabilsin istiyorum, belki bir gün !!!
Bu arada canımın içi yavrum büyüyorsun ve annenle baban senin için herşeyin en güzelini istiyor, dua ediyor ve yanlış bir şey yapmak istemiyor. İnşallah bu niyetlerden dolayı herşeyin en güzeli senin olur. Sen bizim ilk göz ağrımızsın ama ilk çocuk olmak hep zor olur. Sen maalesef hep ilk tecrübelerin, ilk endişelerin, ilk korkuların, ilk kararsızlıkların yaşandığı çocuksun. Ama bir o kadar da ilk mutluluklar, ilk tebessümler, ilk heyecanlar seninle yaşanıyor. Seni çoook seviyoruz. Yeni okulun senin için hayırlı olur inşallah :)