misafir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bir iftar davetinden sonra...  

Posted by Asuman Yelen in , ,


Bir mucize gerçekleşti. İftara misafirlerim vardı ve bir saat kala hemen her şeyim hazırdı.

Her şey yolunda gitti. Dostlarım memnun ayrıldı. Güzel bir geceydi. Paçoz bile çok az havladı ve pürüz çıkarmadı.

İsterseniz flashback yapalım ve akşam saatlerine geri dönelim...

Saat kaç? Yedi buçuk.

Yoğurtlu çorba tamam.

Bir küçük sahanda biraz tereyağı biraz zeytinyağı karıştırıldı. Son anda nane yakılıp üzerine dökülecek.

Çaydanlık suyla dolduruldu. Üzerinin çayı kondu. Yarım saat sonra altı yakılacak.

Salata hazır, son anda sosu konacak. İftarlıklar hazır. Yemeklerim servise hazır. Böreğim fırında.
Onbeş dakika sonra fırın yakılacak.

Sofrada eksik var mı? Yok galiba. Çatal-bıçakların yerleri yönleri doğru mu? Eewweet. Su bardakları çay bardakları hepsi tamam.

Sürahi dolapta. Son anda gelecek. ( Ahh suuu!... )


45 dakikam var. Çabucak bir duş alıp giyinmeye ve kalan hazırlıkları tamamlamaya yeter de artar bile.


Allah razı olsun yemek programlarını icat edenlerden. Seyrede seyrede nihayet bu kıvama gelebildim. Deha önceki senelerde mutlaka gereksiz bir telaşa kapılır, aynı anda bir çok şeyi yapmaya kalkışırdım. En az biri mutlaka yanardı. Diğerleri de ya tuzsuz ya da az pişmiş olurdu. Aksilikler arttıkça moralim bozulur sonunda telefona sarılırdım. "Raayuuşş sen ne olursun erken geeell!..." Cancağızım bu telefona hazırlıklı beklerdi zaten. Yatıştıran tebessümüyle anında kapıda belirir, inisiyatifi ele alırdı. Varsa kırılanı toparlar, döküleni siler, sofranın eksiklerini tamamlar, işleri yoluna koyup evine döner, sonra eşiyle birlikte misafir pozlarında yeniden kapıyı çalardı.

Amaa. Artık öyle değil. Yemek programlarının çoğunun hazırlık safhalarını izleye izleye öyle çok şey öğrenmişim ki..

Bugüne gelirsek...

Önce herşeyi kafamda sıraya koydum. Sonra Ramazan' a özel notlar yazıp buzdolabına yapıştırdım. Örneğin kocaman bir "Tuz koymayı unutma". Sonra tarifler, minik uyarılar.
Kendimi hep süreli bir yarışın içinde hissttim. Derin bir nefes alıp sırasıyla, tıpkı izlediğim gibi
kotarıverdim işleri.

Tembihlediğim şekilde diğer dostlarla eş zamanlı gelip onlarla oturup sohbet eden kızkardeşim genelde memnun ama biraz da kırgın gibiydi. Sanırım kendini biraz dışlanmış hissetti. Bu yeni duruma alışmak, korkarım onun için hayli zor olacak.

Öğrenmenin sonu yok dostlar. Yeter ki fırsatlardan yararlanmasını bilelim.

Allah ağzımızın tadını bozmasın...

Blog Widget by LinkWithin